700 yıldır Ulu Cami görevini sürdürüyor!
Ülkemizdeki Ulu Camiler arasında en eskisi olan ve 700 yıldır cami olarak görev yapan Akhisar Ulu Camisi tarihini AK Parti İl Genel Meclis üyesi Kültür’den sorumlu Veteriner Hekim Kefayettin Öz ile Ulu Cami İmam Hatibi Osman Demirel’den bilgiler aldık.
AK Parti İl Genel Meclis üyesi Kültür’den sorumlu Veteriner Hekim Kefayettin Öz;”
Ülkemizdeki insanlık tarihinin en eski eserlerinden biride Akhisar Ulu camisidir. Kitabesinde yapılış tarihi milattan önce diye yazan Ulu Cami 1311 yılında Saruhan beyliğinin Akhisar'ı fethetmesi ile beraber tam 700 yıldır cami görevini yerine getirmektedir. İncil’de Anadolu'da ismi geçen ilk Hıristiyan topluluğu ve kilisesinden biride Akhisar da bulunmaktadır. Bu açıdan da Ulu Cami ayrı bir öneme sahiptir. Dünya’da birçok dine veya inanca ev sahipliği yapan mabetler vardır. Bunlar genelde iki dine mabetlik yapmıştır ve çok azıda üç inanca ibadethane olarak hizmet etmiştir” dedi.
Vt. Hk. Kefayettin Öz;” Ulu Cami ise paganlara,Hıristiyanlara, Müslümanlara ve kuvvetle muhtemel M.Ö. 550 yıllarında buraları işgal eden Perslerin inancı olan ateşe tapınma yada ev sahipliği yapmıştır. Çünkü Persler istila ettikleri yerlerin en büyük mabetlerini kendi inancı için kullanmışlardır. Ulu Caminin kıbleye bakan duvarlarında ilk yapıldığı zamanda ustaların dülgerlerin duvara işlediği işaretleri taşımaktadır. Bilhassa M.Ö. 1000 yıllarında ve Hz. Süleyman mabedinde ve muadili olan diğer büyük taş eserlerin duvarlarında benzeri işaretler bulunmaktadır. Bina dış duvarları (kuzey-güney) 3.65metredir. Yapı dikdörtgen şeklinde yapılmış olup batı tarafında iki adet kare şeklinde taştan yapılmış büyük ayaklar vardır. Batı cephesinde bir adet büyük taş ayak ve kırmızı bir mermer sütün ayak vardır. Ayakların üzerinde tonoz kemerler ve onların üzerinde sekizgen bir kubbe bulunmaktadır. Kubbenin etrafında kabartma gül çiçek ve sarmaşık işleme varakları vardır, yine bu çiçeklerin kuşattığı Allah’ın, Peygamberimizin, dört halifenin ve Hasan Hüseyin efendilerimizin isimleri vardır. Mihrap zarif ve bezemelidir,mihrabın iki kenarında ikişer adet yan yana sütunlar vardır. Mihrap kubbesinin kavis yaptığı yerde sütunlar dor tipi başlık taşımaktadır mihrabın üst kısmı kabartma gül,çiçek ve sarmaşıklarla bezenmiştir. Sanat tarihçilerinin görüşü kubbe etrafı ve mihrabın Sultan Abdülaziz zamanı sanat anlayışını taşıdığını ve o dönemde yapıldığını söylemektedir “dedi.
Vt. Hk. Kefayettin Öz;” Caminin kuzeyinde iki giriş kapısı vardır. İçeriye girildiğinde mahvili taşıyan ve farklı sanat yapımı olan mermer sütunlar sizi karşılar. Sütunlar yekpare mermerdendir. Sütunların altı yuvarlak olarak başlar yaklaşık 70 cm sonra Kengel yada Lotus çiçeği yaprağı işli bölüm başlar onun üstünde de ikili sütün başlar sütunlar tam orta yerlerinde iki insanın ellerini bileklerinde birleştirir gibi birleşmişlerdir. Sütunların yapısı kimi sanat tarihçilerine göre pagan inancının var olduğu zamandandır ve İtalya’dan getirilmiştir, demektedir. Yine bu sütunlar ile ilgili bir doktora çalışmasında benzerlerini Yunanistan Tarhalada, Makedonya’da Ohri’de ve Bulgaristan’da bulunduğunu söylemektedir. Fakat oradakilerin bağımsız olmadığını mihrapların kenarında duvarlara yapışık olduğunu söylemektedir” dedi.
Ulu Cami İmam Hatibi Osman Demirel;” Caminin doğu duvarının yanında kilise döneminde kullanılan kutsama alanı ve Osmanlı döneminde haziresine gömülenlerin olduğu mezarlar vardır. Mezar taşlarının her biri kendi döneminin ince işçiliğini taşımaktadır. Mermer taşlarının başları mevtanın statüsünü anlatan değişik şekil motif ve o zamanın şapka külah ve feslerini taşımaktadır. Kadın mezar taşlarında mezar taşı başlıklarının altında altın lira yada ziynetler işlenmiştir. Caminin içinde bulunan minber Cumhuriyet döneminde eski minberin kullanılamaz hale gelmesinden dolayı betondan yapılmıştır. Ne yazık ki bu harikulade ve dünya mirası olan bu binaya yakışmamaktadır. Binaya uygun olan taştan yada mermerden veya ağaçtan olmalıdır. Kubbe ve mihraptaki çiçek figürlerinin bulunduğu bir minber binanın ruhuna uygun olacaktır. Aynı zamanda içinde misafir ettiği sakalı şerif de böyle bir minbere layıktır. 2 bin senenin üzerinde insanlığa İbadethane olarak hizmet eden Ulu Cami günümüzde binalar tarafından kuşatılmış ve mahzun haldedir. Akhisar’ın kendisi kadar eski olan bu mabet etrafının ecdadın yaptığı gibi genişletilmesi ve nemden dolayı yıpranmasının önüne geçilmesi gerekmektedir” dedi.