Akhisar Emek Ve Demokrasi Platformunun Basın Açıklaması
KESK'e bağlı Eğitim-Sen, Emekli-Sen, ÖDP, EMEP, CHP, BDP, EDP, Halk Evleri ve Akhisar Emek ve Demokrasi Platformu’nun katıldığı, 21. yüzyılda, bu acı ve utançla ilerlemek, hatırlanmak istemiyoruz. Açlık grevlerine seyirci kalınmamalı başlıklı basın açıklaması yaptılar. “ Ölüm değil, Yaşam kazansın, Yaşasın Halkların kardeşliği”, Savaşa hayır, Barış Hemen Şimdi”, Susma Sustukça Sıra sana gelecek” sloganları altında Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde saat 16.30’da basın açıklamasını Emekli-Sen Akhisar ilçe Temsilci başkanı Emekli Öğretmen Mehmet Curaoğlu okudu.
Mehmet Curaoğlu’nun okuduğu basın açıklaması tam metni:
BASINA VE KAMUOYUNA;
21. yüzyılda, bu acı ve utançla ilerlemek, hatırlanmak istemiyoruz.
Ölümün yanında zalim gibi sessiz durmayı reddediyoruz. Özgürce kucaklamak ve barışmak istiyoruz. “Açlık grevlerine seyirci kalınmamalı, kimsenin yaşamım kaybetmesine izin verilmemelidir. “Sadece ve sadece insan olmanın gereği olarak bugün bizler sürüklendiğimiz bu ölüm- çözümsüzlük sarmalına ölümler başlamadan, açlık grevinin sona ermesi isteğini güçlü bir biçimde dile getirmek, insan yaşamına verdiğimiz değer, kutsallığın ve sevginin gerekliliğidir. Ölümler bu ülkeye km ve nefretten başka bir şey getirmedi ve yeni yaşanacak ölümlerde getirmeyecektir. İnsan yaşamı ve insanca barış ve kardeşçe yaşam her şeyin üstünde ve önündedir. Yaşanabilecek Ölümleri durdurmayı ortak ve yaygın bir sese dönüştürmemiz vicdani bir gerekliliktir. Bizler bu ülkede açlık grevleriyle kuşatılmış olarak yaşamanın ve nefes almanın ağırlığım biliyoruz; kitlesel açlık grevleri ve ölüm oruçların acı ve utanç verici sonuçlarını 19 Aralık ‘hayata dönüş’ adlı katliamlarla tarihe kazınan utançlar olarak önceden de yaşadık. 21. yüzyılda, bu acı ve utançla ilerlemek, hatırlanmak istemiyoruz. Ölümün yanında zalim gibi sessiz durmayı reddediyoruz. Özgürce kucaklaşmak ve barışmak istiyoruz” Cezaevlerinde 12 Eylülde başlayan dönüşümsüz- süresiz açlık grevleri hala durdurulamadı. Ölümler an meselesi, tutuklu ve hükümlülerinin insani ve demokratik taleplerini karşılamak yerine 2000 yılındaki “hayata dönüş operasyonu olarak nitelendirilen katliamı hatırlatan “Gerekirse müdahale ederiz” açıklamaları kaygılarımızı daha da artırıyor. Türkiye’de 1980’den bu yana cezaevlerinde 144 kişi açlık grevi ve ölüm oruçları nedeniyle yaşamım yitirmiştir. 2000 yılında yaşanan Hayata Dönüş operasyonu öncesinde ve sonrasında yaşananlar hala hafızalardadır. Cezaevinde bulunan siyasi tutukluların açlık grevleri ve ölüm orucunun, insan yaşamım tehdit eder noktaya geldiğini vurgulayan, “12 Eylül’de başlatılan ve 55. güne ulaşan açlık grevleri, ülke gündeminin karmaşıklığı içinde gündeme bile gelmemekte, binlerce insan göz göre göre ölümün kucağına itilmektedir. 55.gündür açlık grevinde olan binlerce siyasi tutuklunun içine itildiği durum, sadece belli bir siyasi görüşten olan kişileri değil, hak ve eşitlikten yana olan aydınları, yazarları, sendikacıları, insan hakları savunucularını kısaca yaşanacak olumsuz gelişmelerden kaygı duyan herkesi yakından ilgilendirmektedir.
ADALET BAKANLIĞI SESSİZ TUTUMUNDAN VAZGEÇMELİ
AKP Hükümeti sorunu çözmek barışçı ve demokratik adımlar atmak için daha fazla oyalanmamalıdır. Yok, saymak ve ölüme göz yummak çözümsüzlük ve felaket getirir. 55 günden buyana yaşananların gösterdiği, beklemenin çözüme bir katkı sunmadığıdır. “Adalet Bakanlığı, insan yaşamını tehdit eden böylesi bir gelişme karşısında sessiz ve tepkisiz tutumundan vazgeçmeli, hekimlerin ve insan hakları savunucularının cezaevlerini ziyaret etmelerine izin vermelidir. Çağrımız; direnişçilerin taleplerini yönelttiği yetkililere; Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Adalet bakanı, İçişleri bakanı. Açlık grevinin durmasının koşullarını yerine getirecek olanlara. Talebimiz bir an önce adım atılmasıdır. Yıllardır akan kan ve gözyaşlarına, cezaevlerindeki insanlık dışı koşullara, uzun tutukluluk sürelerine aldırmaksızın ülkeyi yönetenler, gerçek anlamda barış ve huzur ortamının yaratılmasını istiyorlarsa, geç olmadan harekete geçmelidirler. Türkiye’de yaşayan biz Emek ve Demokrasi güçleri olarak ülkemizin aydınlık yarınları adına siyasilerin çözümsüzlüğü, çözüm gibi sunmasına izin veremeyiz. Ülkemizin tarihine kara lekeler olarak geçen açlık grevleri ve ölüm oruçları sonucunda, ölümler yaşanmasını siyasi bir körlük olarak görüyoruz. Tüm halkımızı duyarlı olmaya ve ülkenin önemli bir sorunu haline gelen açlık grevleri konusunda tavır koymaya çağırıyoruz. Çözüm için ses çıkarılmasına duyulan ihtiyaç hiç bu kadar önemli olmamıştı. Tüm yetkilileri ve kamuoyunu duyarlı davranmaya çağırıyor, sorunun; kimse yaşamım yitirmeden çözülmesini istiyoruz.” Ölümlere ramak kala sessiz kalma! Kimse ölmesin diye sende ses çıkar! Bu kez ölüm değil, yaşam kazansın!
AKHİSAR EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU