Akhisarspor, Galatasaray maçı spor yazarlarının görüşleri
Spor Toto Süper Lig'de ikinci yılına iyi bir başlangıç yapan Akhisar Belediyespor güçlü ekibi Galatasaray karşısında aldığı 2-1'lik galibiyet ülke ve dünya gündeminde büyük yankılar buldu. Türkiye'deki önemli yazarların kaleminden karşılaşmaya yönelik değerlendirmeler ise şöyle...
Gelen gideni arattı-Şansal Büyüka- Milliyet
Juventus maçından sonra yorum yazarken “Gelen gideni arattı mı” diye başlık atmıştım... Şimdi Akhisar maçından sonra diyorum ki, “Gelen gideni arattı... Hem de çok arattı...” Fatih Terim takımı, önlem alır ama korkmazdı... Fatih Terim takımı kötü oynasa da yürüyerek oynamazdı... Fatih Terim takımı tempo yapmadan maç tamamlamazdı... Fatih Terim takımı, atamasa da, pozisyona girmeden maç bitirmezdi...
Bir de Akhisar maçına bakın... Rakip takıma saygılar, sevgiler de, Juventus’la mı oynuyorsun be kardeşim... Orta alanın bir yanında Sabri, diğer yanında Ceyhun... Bu ne korku böyle... Sonra tek pozisyona girmeden, abartısız tek pozisyona girmeden devreyi tamamlıyorsun...
Galatasaray takımının bir maça yürüyerek başlayıp, yürüyerek bitirdiğine ilk defa tanık oluyorum... Kardeşim maçtasın maçta... Kendini “Pazar günü sağlıklı spor yürüyüşünde mi” sanıyorsun...
İşin en kötü tarafı... Berabere kaldığı maçlar dahil, Galatasaray’ın futbolunun keyifli bir tarafı vardı... O da elimizden avucumuzdan uçtu gitti... Sonuç deseniz yok, heyecan deseniz yok, pozisyon deseniz hiç yok...
Galatasaray seyircisi, Galatasaray camiası böyle bir futbol anlayışını kabul etmez, haberiniz olsun... Böyle “futbol fakiri“ bir takıma asla kucak açmaz, bundan da haberiniz olsun...
Denilebilir ki, koca bir orta saha yok... Doğru da, bu takımın adı da Galatasaray... Ne eksik kadrolarla, ne maçlar oynadı...
Akhisar iyiden çok, akıllı oynadı... Orta alanda öyle üçgenler kurdu, öyle bir pas trafiği yaptı ki, Galatasaray çaresiz kaldı... Bilal, Güray, Merter belki de en rahat maçlarını oynadılar...
Galatasaray geri dörtlüsünün bedeli, nereden baksanız 20-25 milyon euro... Ama Akhisar’a denenmek için gelen, beğenilen ve bedava oynayan Niasse’yi bile durdurmakta zorlandılar...
Galatasaray’ın Hocası Mancini, düzelmek için bir ay süre istiyor... Dikkat etsin, o bir ay içinde “atı alan Üsküdar’ı geçmesin...“ Bir de Başkan Ünal Aysal ile yönetime hayret ediyorum... Hani “dertsiz başına dert açmak” derler ya, Başkan için, yönetimi için, Galatasaray için bundan daha çarpıcı, bundan daha dramatik bir örnek olamaz... Maalesef olamaz...
Tebrikler Mancini- Ercan Güven-Milliyet
Ben Akhisar tribünlerindeki biletli seyircilerden olsam, en azından “paramın yarısını” geri isterim! Hele Galatasaraylıysam, ilk 45 dakika için hakkımı hiç helal etmem.
Maç değil Ege güneşinde piknik sanki.
Köfteler Ramiz’den, tatlılar Ülker’den! *** Koskoca ilk yarıda kaleci Oğuz’un kucağına yuvarlanan Drogba’nın cılız şutuna (dk. 27) fantezi yapmasını geçersek, bir de gol olmasına karşın (dk. 34) her iki kalecinin de dizleri yere değmedi.
Pozisyon falan hak getire.
Niye? Juventus’u bilemem ama Selçuk ve Melo’suz, yani orta sahasız Galatasaray, “takım” olan Akhisar’ın dengi değildi.
*** Galatasaray savunmayı öne çıkarsa Niasse gelip gelip gol atıyordu. Geride kalsa, aksayan ve aksatan Sneijder ile yalnız adam Drogba orta sahadan top almak zorunda kalıp asıl işlerini yapamıyordu.
Agresif Galatasaray gitmiş, kendi sahasının bekçisi pısırık Galatasaray gelmişti. *** İkinci yarı Bruma ve Umut’la ancak hareketlendi Galatasaray... Hatta ne hocaya ne de motivasyona ihtiyacı olan Drogba ile gol bile attı.
Ama o kadar.
Kanatları parsellemiş, açılıp kapanan, koşan ve müthiş kontrollü oynayan Hamza Hoca’nın Akhisarspor’u karşısında hiç şansı yoktu Galatasaray’ın.
Fark açılmadıysa Akhisarspor istemediği içindir biline. Kendi sahasında sekizinci galibiyet için 2-1 yeterli dediler her halde! *** Eğri oturup doğru konuşalım; ne “Terim’den enkaz kaldı”, ne “Mancini yaktı” son iki sezonun şampiyonunu Akhisar’da...
“Üst düzey” tercih ve tasarrufların sonucudur bu.
Unutmayın; dere geçerken at değiştirenler ıslanır da boğulur da.
*** Ayrıca...
Galatasaray’ın beraberlik serisini bitirip mağlubiyet serisine adım atmasının mimarı, en başta “kartlar” ve “sakatlıklar”...
Biraz konsantrasyon eksikliği, biraz Juventus yorgunluğu ve Sneijder freni ile Burak bezginliği...
Üstüne bir de “önde baskı yapan” Galatasaray’dan İtalyan işi savunmaya evrilmeye niyetlenen ve bu sırada bildiğini bile unutan takımı koyun.
Daha ne olsun...
Futbolda bu durumun adı; “felakettir” yani.
Mancini’ye cesaretinden dolayı bir tebrik de benden.
*** NOT: Galatasaray maça çıkarken 18 kişilik kadroyu tamamlayamamıştı.
Sahi, bu paf takımları ne işe yarar?.. Yıldız futbolculara motivasyon veremiyorlar, bari kulübede oturtup bir genç futbolcuya ümit verselerdi.
Yerli kalitesi bu kadar- Osman Şenher-Milliyet
Akhisar Belediye Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu, Türk Futbolu’nun yıldızı parlayan en iyi üç hocasından biri. Yıllarca Galatasaray’da top koşturdu. Sarı-kırmızılı takımı o kadar iyi analiz edip, ilk yarı orta beşlisiyle öyle bir duvar ördü ki rakibin ne bir şutu vardı, ne de tehlikeli bir pozisyonu...
Galatasaray kötü sonuçlar aldıkça nerede eksikler var o ortaya çıkacak. Ama görünen o ki Şampiyonlar Ligi’nde yabancı sayısı sınırsız olduğu için başarılı olacaklar. Süper Lig’de ise koca bir soru işareti. Selçuk ve Melo ikilisi cezalı. Bu futbolcuların forma giyememesi Galatasaray’ı sıradan bir takım konumuna düşürdü. Bunun da tek sebebi yerli oyuncuların yetersiz oluşu.
Akhisar karşısında Melo ve Selçuk’un yerine Ceyhun ve Yekta orta sahada oynadılar. Başarısızdılar. Sezon başından beri yanılmıyorsam Ceyhun’un ikinci, Yekta’nın ise ilk maçı. Bu çocuklara nasıl eleştiri getirebiliriz? Hakan Balta, Juventus maçının başarılı isimlerindendi. Bir haftada iki maç çıkaracak gücü yok. Ve nitekim dün resmen sol taraf koridor oldu.
Burak Yılmaz geçen sezonun gol kralı. Belli ki demorolize olmuş. İlk yarı Galatasaray’ın on hücum girişimi var. Altısında Burak ofsayta yakalanmış, dördünde ise rakibe faul yapmış. İnsaf gol kralı demek lazım. Aklı nerede bilemiyorum. Zamanı gelince aklının da nerede olduğunu konuşacağız. İlk golde Muslera gibi bir kaleci Niasse’den o topu almalıydı. O da uyudu. İkinci gol de ise Gökhan Zan pozisyonu seyretti.
Sneijder sağlıklı yaşam için Türkiye’ye gelmiş. Maç boyunca mücadele etmeden, iki top atacak diye sahada kalıyorsa Galatasaray’ın parasına yazık. Beni en çok hayal kırıklığına uğratan da Sabri oldu. Kaptan hırslı bir futbolcu. Bugün Cim-Bom’u sırtlar dedim, o da kötü günündeydi. Son sözüm de maçın hakemi Barış Şimşek’e. Bilal Sneijder’in, Çağdaş Bruma’nın resmen ayağını kırmak için basıyor. Ve bunları Barış Şimşek görmüyor. Bir insaf da ona.
Hamza’ya helal olsun-Ruşen Çakır-Vatan
Mancini'nin daha yeni olduğu, takımı tam tanımadığı; G.Saray’ın zorlu Juventus deplasmanı nedeniyle yorgun olduğu; Selçuk ile Melo’nun yokluğunun takımın dengesini iyice bozduğu kesinlikle doğru. Ama bunların hepsinin doğru olması sarı-kırmızılıların namağlup unvanını Akhisar Belediyespor karşısında kaybetmesini doğrulamıyor.
ASLINDA dünkü maçı G.Saray üzerinden değerlendirmek de doğru değil. Çünkü dün onlar ne kadar yanlış yaptıysa ev sahibi takım o kadar doğru yaptı. Hiç oyundan düşmediler, golü ve golleri bulduktan sonra da savunmaya çekilmediler ve son derece haklı bir şekilde üç puan alıp, kendi sahalarındaki galibiyet serisini sürdürdüler.
TERİM’LE ALAKASI YOK!
Dün G.Saray’da gözler orta sahada, özellikle Ceyhun ve Yekta’daydı. Ceyhun neyse de Yekta ilk 11’de başlama şansını hiç değerlendiremedi. Benzer şekilde Sabri de sağ kanadın ilerisinde 45 dakika boyunca varlık gösteremedi. Onun yerini alan Bruma’nın nispi bir hareketlilik getirdiğini ama ikili mücadelelerde bekleneni veremediğini gördük. Tabii Drogba’nın attığı golü yaratması dışında Sneijder’in de son derece kötü oynadığını mutlaka kayda geçmek lazım. Ve Burak’ın tıpkı Çaykur Rizespor maçında olduğu gibi yine formsuz olduğunu. Kısacası “çare Drogba” formülü bu sefer geçerli olamadı ve G.Saray kötü gidişine hız vermiş oldu.
Herhalde birçok kişi Akhisar Teknik Direktörü Hamza Hamzaoğlu’nun aynı zamanda Milli Takım’da Fatih Terim’in yardımcısı olmasından hareketle dünkü maçı “Terim’in intikamı” şeklinde yorumlayacaktır. Bunun doğru bir tespit olduğunu sanmam çünkü futbolculuk kariyerinde mütevazı ama istikrarlı bir çizgi izlemiş olan Hamzaoğlu, Akhisar’ın başında da benzer bir performans sergiliyor. Bir bakıma onu, futbol anlayışlarında epey benzerlikler olsa da üslup açısından Terim’in zıddı olarak tanımlayabiliriz. Kısacası dünkü maçın değerlendirmesine Terim’i karıştırmanın anlamı yok; başarı Hamzaoğlu ve oyuncularının (Özellikle de iki gole de imza atan Niasse’nin). Umarım çok vakit kaybetmeden Hamzaoğlu’nu tekrar, bu sefer teknik direktör olarak G.Saray’da da görürüz.
Tersine koşu - Kadir Çetinçalı-Vatan
Fatih Terim’in yardımcısı Hamza Hamzaoğlu mütevazi kadrosuyla ligin en pahalı ekibini devirip, yenilgisizliğine de son verdi. G.Saray’da eksik çoktu. Özellikle orta alanda Selçuk, Melo, Hamit ve Engin’in eksikliği sarı-kırmızılıların oyun kurgusunu tamamen aksattı. Çok kişi G.Saray’ın “Rüya takım” olduğunu düşünüyordu. Rüya takımın yedekleri kabus gibi bir performans ortaya koyunca, G.Saray için yenilgi kaçınılmaz oldu.
Juventus maçı sonrasında sezonun en kötü futbolunu oynarken kötü oyunun nedenini sadece olmayan oyuncularda aramak hata olur. G.Saray’ın yedekleri Akhisarlı oyunculardan daha kaliteli, ayrıca daha fazla para kazanıyor. G.Saray’ın Akhisar’ı yenememesi için hiçbir bahanesi olamaz.
G.Saray'ın takım planlamasındaki hata dün bir kez daha sırıttı; ki bu hatanın baş sorumluları Aysal ve Terim’dir. Yerli rotasyonunu güçlendirmeyip, çilek-böcek kavgasıyla kişisel hırslarına gem vuramayanları G.Saray Tarihi’ne ayrıca not edeceğiz. Kurulu düzeni bozup, G.Saray’ı Akhisar karşısında bile biçare bir hale getirenler yenilgide baş sorumludur. Görülüyor ki sezon şimdiden heba olmuş durumda. Devler Ligi maçlarıyla beraber gelen zor fikstürde Mancini’nin çözülmeye yüz tutan bu takımı toparlayabileceğini sanmıyorum.
2-3 oyuncu yokluğunda Akhisar karşısında koca G.Saray, pozisyona bile giremeden ilk yarıyı bitiriyorsa vaziyet vahim. Oysa Mancini, Drogba-Buraklı çift forvet ve Sneijder’le birlikte bir hücum takımını sahaya sürmüştü. Bruma kenardayken G.Saray’ın ilk 11’inde hiçbir oyuncunun adam eksiltme yeteneği ve gücü yok.
SNEIJDER BİTMİŞ!
Mancini'ye neden Bruma’yla başlamadığı sorulabilir. Sanırım kulübede 2. yarı için rezerv bir güç bulundurmak istedi. İkinci 45’te Bruma’yla birlikte biraz kıpırdadı şampiyon takım. Ancak ilk yarıdaki defans hatasıyla yenilen gole 2. yarıda vahim bir hata daha eklenince Aslan 2 farklı geriye düştü. Çünkü dağınıktı, motive değildi, eksik oyuncuların yeri doldurulamamıştı. Sadece Drogba’nın gayreti de yetemedi.
Burak sezona sıkıntılı başladı ve bu sıkıntıyı aşamadı. Ancak bir gol atarsa bu krizi aşar. Sneijder’i iddia ediyorum, Mancini de diriltemez. Adam bitik. Yılda 5 milyon Euro alan bir oyuncunun sahada bu denli etkisizliği tahammül sınırlarını zorluyor. Akhisar’ı başta Hamza Hamzaoğlu olmak üzere kutluyorum. Haklarıyla kazandılar.