22 Nisan Dünya Gününde Hayalimiz “Yaşanabilir Bir Dünya” 22 Nisan Dünya Günü küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi konulara dikkat çekmek için uygulamaya geçmiş olan bir farkındalık günü.
BAKIRLIOĞLU; 22 Nisan Dünya Gününde Hayalimiz “Yaşanabilir Bir Dünya”
Haber Merkezi - MHA
22 Nisan Dünya Gününde Hayalimiz “Yaşanabilir Bir Dünya”
22 Nisan Dünya Günü küresel ısınma ve çevre kirliliği gibi konulara dikkat çekmek için uygulamaya geçmiş olan bir farkındalık günü.
1969 yılında farkındalık yaratmak için yola çıkılmış oysa bu gün için gelinen nokta amaçlananın çok ötesinde…
Sanayi devriminden bu güne kadar Dünya yaklaşık bir derece ısındı ve ısınmaya devam ediyor. Isınmanın nedeni sera gazı etkisi yaratan gazları emisyonlarının artması…
Bu haliyle devam ederse en iyimser senaryoya göre ısınma üç dereceyi bulacak.
Buzullar eriyor, deniz seviyesi hızla artıyor. Yüz yılın sonunda deniz seviyesinin 5 metre artacağı tahmin ediliyor. Bu durumda birçok ada ve kıyı kenti sular altında kalacak ve tatlı su kaynaklarımız tuzlanacak.
Kuraklığın geldiği noktayı yakından görmeye başladık. Yüz yılın en sıcak senesini geride bıraktık. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımız hızla kirlenmekte ve tükenmekte. Orman yangınları artmakta ve biz en önemli karbon yutak alanı olan ormanlarımızı madenlere ve enerji şirketlerine teslim etmiş durumdayız.
Yüzlerce canlı türü yok olmakta. Yüz yılda bir gerçekleşecek doğal afetleri her yıl birkaç kez yaşamaya başladık. Salgın hastalıklarla mücadele ediyoruz. Tarım ve gıda güvenliği tehdit altında.
Ve tüm bu değişimin sorumlusu insanoğlu…
Medeniyetini iklimin değişmezliğine borçlu olan insanoğlu kendi eliyle medeniyetini yok ediyor. Bu nedenle yaşanılan süreç bir iklim değişikliği değil. Ortada tamamen insan eylemlerinden kaynaklanan büyük bir kriz var: İklim Krizi…
Ve bu krizin etkilerini azaltmanın tek bir yolu var o da sera gazı emisyonunu, karbon salınımını azaltmak. Bununda yolu fosil yakıtlardan uzaklaşmak.
Tehdidin nihayet farkına varan hükümetler bu krizle mücadele etmek için yıllardır müzakere ediyorlar. Bu süreçte en önemli ve anlamlı adımın Paris İklim Sözleşmesi olduğu bir gerçek. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 175 ülke azaltacakları karbon miktarını beyan etti. ABD, AB,Çin, Japonya gibi ülkelerin 2050 yılı için karbon salınımı hedefleri “net 0”…
Ve özellikle AB bu hedef doğrultusunda somut, net adımlar atmaya başladı.
Süreç adeta bir devrim niteliğinde.
Üretim, tüketim, ticaret, siyaset, uluslararası ilişkiler değişecek. Dünyada Paris İklim Anlaşmasına imzası oluğu halde taraf olmayan 6 ülkeden birisi olan ve iklim krizinden en çok etkilenecek ülke konumunda olan Türkiye bu radikal değişimin dışında kalma tehlikesi ile karşı karşıya. Enerji arzı, kalkınma, büyüme gibi gerekçelerin yaşadığımız gerçeklik karşısında geçersiz olduğu bir hakikat.
Bu şartlar altında Türkiye Paris Anlaşmasına taraf olmalı; enerji, sanayi, madencilik ve tarımdaki dönüşümü bir an önce başlatmalıdır.