Dışişleri Bakanlığının Plan ve Bütçe Komisyonundaki Bütçe görüşmelerinde "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, en önemli stratejik hedeflerimizden biridir." diyen Dışişleri Bakanına..
Bakırlıoğlu Ab’ye Üye Olmak Hedef Mi, Değil Mi?
Haber Merkezi
Dışişleri Bakanlığının Plan ve Bütçe Komisyonundaki Bütçe görüşmelerinde "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, en önemli stratejik hedeflerimizden biridir." diyen Dışişleri Bakanına, Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı kalmamıştır sözlerini hatırlatan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu Bakanlıkla, Hükümet arasındaki çelişkiye dikkat çekti.
Komisyonda söz alan Bakırlıoğlu; maalesef AKP’nin bir AB politikası yoktur. Cumhurbaşkanı geçen yıl Meclis açılışında Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı kalmamıştır derken, bu yıl AB’ye sırtımızı dönmemiz mümkün değildir diyerek 180 derece dönmüştür.
Avrupa Birliği Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn ise "Türkiye'nin öngörülen bir zamanda AB'ye üye olması gerçekçi değil." diyerek bize sizin deyiminizle "en önemli stratejik hedefimiz"i güncellememiz gerektiğini belirtip tam üyelik yerine stratejik bir partnerlik için çabalamamızı tavsiye etmiştir.
Dışişleri Bakanı Avrupa Birliği sürecini "ülkemizin siyasi, ekonomik ve sosyal dönüşümünü destekleyen, daha müreffeh bir Türkiye hedefimizin bir parçası" olarak nitelemektedir. Anladığım kadarıyla, Avrupa Birliği süreci konusunda Cumhurbaşkanı ve AKP’den farklı düşünmektedir.
Esasında Cumhurbaşkanı ve AKP'li milletvekillerinin ifadeleri, Adalet ve Kalkınma Partisinin, Türkiye'nin AB'ye üye olması gibi bir hedefi olmadığının itirafıdır.
Kadir Has Üniversitesinin her yıl yaptığı Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması'nın 2018 Raporu'na bakarsak, Türk halkının yüzde 55'i Avrupa Birliği üyeliğini destekliyor;
Avrupa Birliği süreci bize değer katıyor, rakamlar da bunu söylüyor. 1985 yılından 2005 yılına kadar bu ülkeye gayrimenkul hariç doğrudan yabancı yatırım girişi 20 milyar dolarken bir tek 2005 yılında yani Avrupa Birliğiyle müzakerelerin başlamasıyla beraber 8 milyar dolar, 2006'da 17 milyar dolar, 2007'de 19 milyar dolar, 2008'de 15 milyar dolar doğrudan yatırım gelmiş.
Ancak 2015, 2016, 2017 ve 2018'in ilk beş ayına bakarsak; 2015'te 13 milyar, 2016'da 9 milyar, 2017'de 6 milyar, 2018'in ilk beş ayında ise 1,5 milyar dolarlık bir gelir olmuş; yani, Avrupa Birliği bize değer katmakta, bizim değerimizi artırmaktadır.
Yabancı yatırım azaldıkça cari açığımız büyüyor, cari açığı kapatma görevi reza zarrab gibi kirli ellere bırakılıyor.
Bu şartlar altında, yani Avrupa Birliği bize "Tam üyeliği unutun, stratejik ortak olalım." derken, siyasi iktidar ise Türkiye'nin Avrupa Birliğine ihtiyacı olmadığını iddia ederken Dışişleri Bakanlığının Avrupa Birliği yolundaki hedeflerini gerçekçi bulmadığımı ifade etmek isterim. 2005 yılında çıktığımız bu yolda gelinen bu olumsuz tablonun sorumlusu AKP iktidarlarıdır.
Hükümet günlük dış politika anlayışından ve sürekli bunu iç siyaset malzemesi yapmaktan vazgeçmeli, tutarlı, herkese güven veren, etkin bir yol izlemelidir.