AB’de organik tarımsal üretim alanları artarken, Türkiye’de hem üretim alanı hem de organik tarım yapan çiftçi sayısı azalıyor.
Bakırlıoğlu:Organik Tarımdan Uzaklaşıyoruz
Haber Merkezi
AB’de organik tarımsal üretim alanları artarken, Türkiye’de hem üretim alanı hem de organik tarım yapan çiftçi sayısı azalıyor.
Avrupa İstatistik Ofisinin (eurostat) bugün açıkladığı verilere göre; 2012 yılında 9,5 milyon hektar iken bu rakam 2020 yılında 14,5 milyon yükselmiş.
Halen AB toplam tarım alanının % 9,1’inde organik tarım yapılıyor.
Türkiye’de ise durum tam tersi.
2012 yılında 702 bin hektar olan organik tarım alanı, 2020 yılında 381 bin hektara düşmüş. Üretim miktarı da aynı şekilde düşmüş durumda.
Türkiye’deki tarım alanlarının sadece yüzde 1,6’sında organik tarım yapılıyor.
Oysa 2012 yılında bu oran yüzde 3’tü.
2023 yılında hedef yüzde 5 iken, organik tarım alanlarının oranı yüzde 1,6’ya düşmesi ile hedeften oldukça uzaklaşılmıştır.
2012 yılında 54 bin olan organik tarım yapan çiftçi sayısı 2018 yılında 79 bine çıkmasına rağmen 2020 yılında 52 bine gerilemiş.
AB “Yeşil Mutabakat” stratejisine göre AB ülkeleri tarım alanlarının yüzde 25’inde organik tarım yapmayı hedefliyor.
Avusturya bu hedefe ulaşmış durumda. Yüzde 10’u geçen onlarca ülke var.
Hedef sadece organik tarım alanlarının genişlemesi değil. Zirai mücadelede pestisit kullanımını da azaltmak. 2030 yılına kadar pestisit kullanımının yarı yarıya azaltılması hedefleniyor.
Ayrıca kimyasal gübre kullanımını da en az yüzde 20 düşürmeyi amaçlıyorlar.
Gıda üretimi günümüz dünyasında çok önemli bir stratejiye sahip ve geleceğin tarımsal üretiminde iyi tarım uygulamaları (İTU), organik tarım ve ekolojik tarım önemli yer tutacaktır. Pandemi süreci bunu daha belirgin hale getirmiştir.
Desteklemelerin yetersizliği, organik tarım uygulaması ile üretilen ürünün maliyetinin fiyata tam olarak yansımaması, rafta diğer ürünlerle aynı fiyata satılıyor olması çiftçileri bu uygulamadan uzaklaştırmaktadır.
Organik tarım uygulaması (OTU) ile üretilen ürünler için ayrı bir piyasa oluşturulmalı ve karlılığı artırıcı tedbirler alınarak diğerler ürünlerden daha yüksek fiyata satılması sağlanmalı ya da gelir kaybı desteklerle telafi edilmelidir.
Buradaki en önemli sorun desteklerin yetersizliğidir.
Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları ülkemizde istenilen düzeye hala gelmemiştir. Devletin verdiği destekle ayakta durmaktadır.
İyi tarım uygulamaları ve organik tarım için çiftçilere verilen destek miktarı 7 yıldır artırılmamış, dört yıl destekleme alan çiftçilerin desteği kesilmektedir.
Durum böyleyken çiftçiye verilen desteklerin yetersizliği, daha emekleme aşamasında olan organik tarım uygulamalarının tamamen yok olması demektir. Çiftçi sayısının ve organik tarım alanlarındaki azalma bunun göstergesidir.
Bakanlık, bir taraftan iyi tarım uygulamalarını, organik tarımı destekleyeceğini söylüyor, diğer taraftan yayımladığı tebliğlerle üç yıl ve dört yıl desteklemelerden yararlananlara destekleme vermeyeceğini söylüyor.
Ülkemiz tarımına katkı sağlamak amacıyla insan sağlığına zararlı olmayan, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kalıntılar içermeyen, aynı zamanda izlenilebilirliği sağlanmış ürünler üreten çiftçilerin mutlaka desteklenmesi gerekmektedir.