KEMAL AKSEZGİN SOL REKLAM 1
Zümrüt MobilyaYamaçlar Yapı
GÖZÜPEKTEL
BOŞ REKLAM ALANII
Mestanoğlu
japon iş makinaları
ALTIN SATIR
SAFİR KUYUMCULUK
Akhisar Çeşme Kasabı
ALGİ OTO ELEKTİRİK
HASCANLAR
Zeytinkent Sürücü Kursu
AKM
Akhisar Metronom Radyo İstek Hattı
Akhisar Nöbetçi Eczaneler
Akhisar Sezgin Ticaret
SAĞLAM SÜRÜCÜ KURSU
Akhisar Metronom Haber
Akhisar Motorcu Tonton
SOYDEMİR GRUP
OTO KAR SAĞ TARAF
ÇAĞDAŞ SÜRÜCÜ KURSU
LİSE CAMYamaçlar Yapı

Siyaset

Başbakan Erdoğan Manisalılara Seslendi

Recep Tayyip Erdoğan, Bugün tamamen Türk mühendislerinin yaptığı Göktürk uydusunu imal eden ve uzaya göndermek için geri sayım yapan bir Türkiye var

13 Mayıs 2011 Saat: 20:20
Başbakan Erdoğan Manisalılara Seslendi
Başbakan Erdoğan Manisalılara Seslendi
DAYIOĞLU KASABI

Manisa'da halka hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün tamamen Türk mühendislerinin yaptığı 'Göktürk' uydusunu imal eden ve uzaya göndermek için geri sayım yapan bir Türkiye var. Bu ülkede milliyetçilik yapan değil milliyetçiği pazarlayanlar var. Milliyetçiği slogan atma, el işareti yapma zannedenler var. Milliyetçi geçinenler değil milliyetçilikle geçinenler var" dedi.

Manisa OSB'de 12 fabrika ve 18 tesisin toplu açılışını gerçekleştiren Başbakan Erdoğan daha sonra Sultan Camii'nde cuma namazı kıldı. Yol kenarında halkı selamlayarak Manisa Valiliği'ni ziyaret eden Başbakan Erdoğan, daha sonra Cumhuriyet Alanı'nda toplanan on binlerce kişiye hitap etti. Alanı hınca hınç dolduran kalabalık, Başbakan Erdoğan'ı coşkuyla karşıladı. Özel Harekat polislerinin de yer aldığı geniş güvenlik önlemleri adlında gerçekleştirilen mitinge, "Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç, Devlet Bakanı Selma Aliye Kaval, Ulaştırma Bakanı ve İzmir milletvekili adayı Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi, Manisa milletvekilleri, milletvekili adaylarının yanı sıra Başbakan'ın kızı Sümeyye Erdoğan da katıldı.

İlk konuşmayı Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yaptı. Hemşehrilerine hitap eden Arınç, "OSB'de pek çok tesisin açılışını yaptık. 12 haziran seçimleri için bütün Türkiye'de heyecan var. AK Parti'nin 3. dönem ustalık dönemine hepimizi büyük heyecanla hazırlanıyoruz. 8.5 yıllık hükümet döneminde yaptığı güzel hizmetlerle hayırla yad ediliyor. AK Parti'miz milletimizin büyük takdirleriyle yine iktidar olacak ve Allah'ın izniyle yaptığımız hizmetlerin daha güzelini, daha çoğunu yapacağız. Bu dönem Bursa'dan milletvekili adaylığım kabul edildi. Ancak sizlerden hiçbir zaman ayrılmadım, bundan sonra da ayrılmayacağım. Birbirimizden hiç kopmadık, hiç kopmayacağız. Manisa'mızı tüm Manisa milletvekilleri ile birlikte kucaklayacağız. Manisa'da nereye bakarsanız bakın yapılan her hizmet AK Parti'nin damgasını taşıyor. Bugün burayı bir şenlik meydanına çevirdiniz. İnşallah 12 haziranda AK Parti'nin zaferini Manisa'dan haber alacağız" dedi.

Tezahüratlarla karşılanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Buradan, bu coşkulu meydandan tüm Manisa'ya selamlarımı sevgilerimi yolluyorum. Şehzadeler şehri, alimler, evliyalar şehri Manisa'yı selamlıyorum. Manisa Kanuni Sultan Süleyman'ın, Fatih Sultan Mehmet'in şehridir" diyerek sözlerine başladı.

"TARİHİ ESERLER RESTORE EDİLDİ"

Tarihi yerlerin restorasyonundan söz eden Erdoğan, "Öyle insanlar vardır ki yıldız gibidir peşine takılır yolu bulursunuz öyle şehirler vardı ki ay gibidir, güneş gibidir, yıldız gibidir, peşine takılır, huzur güveni, gönül ferahlığını bulursunuz. Manisa işte öyle bir şehir. Manisa tarih şehri, ilim şehri, Manisa medeniyet şehri. Bizim bu şehre vefa borcumuz var. 41 adet vakıf eserinin restorasyonu gerçekleştirdik. Ulucami, Muradiye Külliyesi, Lala Paşa Camii, Hafsa Sultan Külliyesi ve bunlar gibi Manisa merkez ve ilçelerde 41 eserin onarımı tamamladık. Bunlar bize atalarımızın mirası. Medeniyetimizin, tarihimizin emaneti. Türkiye'nin 81 vilayetinde 4 bine yakın eseri sahiplendik, restore ettik. Sadece Türkiye'de mi? Bazıları 'milliyetçiyiz' diye çıkıyor ya... Biz ta Moğolistan, Saraybosna, Üsküp, Beyrut, nerede Selçuklu, Osmanlı'dan bir eser varsa sahip çıktık. Bizim Kosova'da, Kosova Meydan Savaşı'nda şehit düşmüş bir sultanımız, Murat Hüdavendigar'ın türbesi var. O türbe yüz yıllardır metruktu, terk edilmişti. O türbe bu milletin şanlı tarihine yakışmayacak şekilde bakımsızdı. Diyanet İşleri Başkanlığımızı görevlendirdik, gittiler, görüştüler ve çalışmalara başladılar. Ve o türbeyi yeniden imar ve inşa ettik. Geçen yıl Kosova'da türbeyi ziyaret ettik. Gül bahçesi içindeki kabri ziyaret ettik. Türkiye artık böyle bir ülke. Nerdeydi bizden öncekiler, niçin oraya gidip bu eserleri bulmadılar? İşte bu bize nasip oldu. Hamdolsun Türkiye medeniyetine, eserlerine sahip çıkan bir ülke."


Konuşması "Türkiye seninle gurur duyuyor" tezahüratıyla zaman zaman kesilen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Artık dünyanın neresinde olursa olsun; mazlumun, mağdurun, mahrumun hakkını hukukunu savunan bir ülke Türkiye. Kurtuluş savaşında cepheye yol bulamıyorduk, düşmana atacak mermi, kurşun bulamıyorduk. Bugün kendi piyade tüfeğini, savaş gemisini, insanız hava aracını, uçağını, tankını üreten bir Türkiye var. Ey CHP, MHP neredesiniz ya? Biz nasıl gidiyoruz, siz nasıl geliyorsunuz. Bunlar ancak nal toplar nal... Bugün tamamen Türk mühendislerinin yaptığı 'Göktürk' uydusunu imal eden ve uzaya göndermek için geri sayım yapan bir Türkiye var. Bu ülkede milliyetçilik yapan değil milliyetçiği pazarlayanlar var. Milliyetçiliği slogan atma, el işareti yapma zannedenler var. Milliyetçi geçinenler değil milliyetçilikle geçinenler var. Siz onlara Orhun Abideleri nerede diye sorun. Onlar haritadan yerini bilmezken biz oraya gidip, orada tarlaya uçakla indik. Niye? Çünkü yol yok. Adeta çöl. Orhun abidelerini müze haline getirdik ve Karakurum'dan Orhun abidelerine kadar 42 km asfalt yol yaptık. Siz onlara sorun 'Göktürk' nedir, 'Anka' nedir, 'Atak' nedir bilmezler. Milliyetçilik kafatasıyla değil kafadaki, gönüldeki, kalpteki millet sevgisiyle olur. İnsan eşref-i mahlukattır. Yaratılmışların en şereflisidir. Derisinin rengi, dili, etnik kökeni ne olursa olsun insan önce insandır. Önce candır. Diyor ki Kaygusuz Abdal: 'Şu Adem dedikleri el ayakla baş değil, Adem manaya derler. Suret ile kaş değil'. İşte bizim insan anlayışımız bu. Biz Türkiye'yi Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Romanıyla, Boşnağıyla, Arnavutuyla, Yunus'un diliyle; yaratılanı yaratandan ötürü severiz.' Ayrım yok bizde. İnsan mı? Ne olursa olsun seveceğiz. Hayvanatı da seveceğiz. Tüm nebatatı da seveceğiz. Çünkü hepsi yaratanın eseri. Biz bu toprakları kardeşlik üzerine kurduk. Bu toprakları kardeşlikle büyüttük. Tarih boyunca bu toraklarda bütün olduk, beraber olduk Bundan sonra da kardeşlikle yolumuza devam edeceğiz.
Fitneye, fesada, aramıza nifak sokmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz. Kan üzerinden, terörle istismar yapanların oyunun gelmeyeceğiz. Kanı, gözyaşını ganimet, fırsat bilenleri inşallah bir kez daha alt üst edeceğiz."

YENİ ANAYASA


Erdoğan ayrıca, "Şimdi benim ricam şu: 30 gün kaldı. Kapı kapı dolaşacağız. Ben il ilçe hep beraber dolaşıyorum. Ve sandıkları inşallah AK Parti ile patlatacağız. Çünkü yeni bir anayasa yapacağız. İleri demokrasi için, temel hak ve özgürlükler için yeni anayasa. Bunun için de 367'nin üzerinde milletvekili çıkarmamız lazım. Bunu hep beraber başaracağız. Çünkü AK Parti milletin partisi. Tayyip'in, Ahmet'in, Mehmet'in değil. Biz bir bölgenin veya etnik bir unsurun partisi değil, 74 milyonun partisiyiz.


Bizim farkımız bu. Ve bunu sizlerle beraber başaracağız. Siz bizim arkamızda olduğunuz süre hiç endişe etmeyin. Biz 367'nin üzerinde milletvekili çıkardığımız takdirde diyeceğiz ki diğer partilere, 'Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda bunu yapalım.' Gelirlerse beraber yapacağız. Bundan önce gelmediler. Gelmezlerse bu yetki bizde olduğuna göre, anayasa ile ilgili parlamentoda zaten çalışmalar başladı. Millete gidiliyor, millet çalışıyor, STK'lar çalışıyor, onlarla beraber çalışmayı yapacağız ve milletin; 'Bu benim anayasam' dediği anayasayı inşallah çıkaracağız. 3 Kasım 2002'de AK Parti'ye yetki vererek eski Türkiye'yi elinizin tersiyle ittiniz. Demokrasiye musallat olmuş çeteler vardı. Siyasete musallat olmuş çeteler, çözüm üretemeyen siyaset vardı. Yetimin, fukaranın, milletin hazinesine göz dikenler vardı. Ülkede yolsuzluk, yasaklar vardı. 3 Kasım 2002'de geldik sizin desteğinizle, hayır dualarınızla o dönemi kapattık. Şimdi bileri tekrar o günlere dönmek istiyor. Birileri çeteleri, karanlık suç örgütlerini bu ülkeye yeniden musallat etmek istiyor. Bir tarafta AK Parti diğer tarafta diğerleri var. Bakın çok enteresan; bir yanda AK Parti'nin ak siyaseti var diğer tarafta karanlık ittifak var" dedi.

"AKIL HOCALARI DEMİREL"


Başbakan konuşmasına şöyle devam etti: "Emekli bir siyasetçinin, bu ülkeye çok acılar yaşatmış, 87 yaşına gelmiş ama elini eteğini çekmemiş bir siyasetçinin sözlerini hatırlatmak istiyorum: 'Kim ne veriyorsa ben beş fazlasını veriyorum' diyerek bu ülkenin enerjisini tüketen bir siyasetçiyi söylüyorum. Kılıçdaroğlu'nun bunu duyması lazım. Bunu ikinci milli şefin duyması lazım. Diyor ki o siyasetçi: Rejim düşmanlarının elebaşı Cumhuriyet Halk Partisi'dir.' Kim diyor bunu? (Kalabalık 'Demirel' diye bağırıyor) Diyor ki: 'CHP'nin Türk köylüsüne vereceği ızdıraptır. Ayakkabının yerini tekrar çarık alacaktır' diyor. 'Halk Partisi demek karanlık demektir. Çarık demektir. Kağnı demektir. Karasaban demektir' diyor. Diyor ki: 'Halk Partisi devlete resmen silah çeken eşkıyanın koruyucusudur.' O zat başka ne diyor? 'CHP iktidara gelirse ineklerin sütü kurur' diyor. Bakın son bir hatırlatma!. O emekli siyasetçi 'CHP iktidar hırsı uğruna kendisini birtakım ipoteklerin altına sokmuştur.' Bunları geçmişte kimin söylediğini hepiniz biliyorsunuz. Bu zat şimdi nerede? Cumhuriyet Halk Partisi'ne akıl hocalığı yapıyor. CHP o beyefendinin gölgesinde siyaset yapıyor. Ömrünü CHP ile mücadele ile geçiren, şimdi CHP'ye sığınıyor. CHP Genel Başkanı onu savunur. Erdal İnönü için ne diyor? 'Sen hiç tahtaya çivi çaktın mı?' Ne yapsın ülke seni' diyor. SHP'ye 'Yaprakları sararmış dökülmek üzere olan ağaç' diyor. Bunu diyenler bugün CHP'nin sararmış yapraklarına can suyu vermek için çırpınıyor. Kanlı 1 Mayıs'tan dolayı tarih boyunca sen bu siyasetçiyi suçlamadın mı? Maraş, Çorum olaylarında 3 gencin asılmasından dolayı sen bu eski siyasetçiyi suçlamadın mı? Terör örgütü PKK'nın haber ajansı çıkıyor MHP'yi savunuyor. Ne oldu şimdi size ya? Hangi güç sizi bir araya getirdi? Hangi asgari müşterekte buluştunuz? Bunlar eskiyi özlüyor. Hep birlikte Türkiye'yi oraya götürmek istiyorlar. Bunlar çete kardeşliği yapıyor."


Soma'da kömür madeni işçilerini işaret ederek konuşmasını sürdüren ve Kılıçdaroğlu'na gönderme yapan Erdoğan, "Kılıçdaroğlu ben madenci kardeşimle 90'lı yıllarda çalışırken sen bizim SSK hastanelerinde anamızı ağlatıyordun ya. Hastanede doktorun muayene kapısının önünde bizi inim inim inletiyordun ya. Soma'daki vatandaşım iş bulsun diye İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne buradan kömür alıyor fakir fukaraya kömür dağıtıyorduk. O tecrübeyle yeni bir adım attık. Başbakan olduktan sonra fakir fukarayı yalnız koymayacağız. Başta Soma olmak üzere nerde ocak varsa hepsini ayağa kaldıracağız. Soma'dan Şırnak'a kadar bütün kömür ocaklarını çalıştırdık. Fakir fukaraya kömür götürmeye başladık. Soma'da yine bir kömür bölgesinin ihalesini yapıyoruz. Biz dertliyiz. Bizim derdimiz var. Onlar hiçbir zaman işçinin, çiftçinin, köylünün yanında olamaz biz oluruz biz. Bunlar lafını yapar biz icraat yaparız. Farkımız bu" dedi.

"YÜRÜYEN YALAN"


Erdoğan, "Aylardır 'YGS' diyerek gençlerin hayallerini sömürdüler. Ne oldu? Dedik ki yargıda, takip ediyoruz, bekleyeyim' Ne oldu peki? Yargı kararını verdi, 'Takipsizlik' dedi. Usanmadılar 'yürütmeyi durdurma' istediler. Ne oldu? Reddedildi. Şimdi hangi yüzle çıkacaksın bu milletin karşısına? Bu gençleri sokağa dökmekten utanmadınız mı ya? Bu gençlerin sırtından AK Parti'yi vurmak mı istiyorsunuz? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bunların (CHP) yatsıya kadar yanmıyor. Televizyon kanalı çıktı dedi ki Kılıçdaroğlu 'YÖK'ü kaldıracağım.' Çık işin içinden! 35 dakika sonra aynı kanalda dedi ki: 'Bedellilerden alacağım parayı YÖK'e devredeceğim.' Ya hale bakın! Böyle kuyruklu yalan olur mu? Yatsıya kadar yanmıyor, 35 dakikada mum sönüyor. Kim bu? Kılıçdaroğu. Onun için diyorum ki: Yürüyen yalan ararsanız o. Yürüyen yalan o. Şimdi kol kola girdiler CHP, MHP, BDP ve bunların yanında medya kuruluşları. Milletim hepsine 12 haziranda, işçisi, köylüsü, Bağkurlu'su, milletçe cevabı sandıkta vereceğiz. Tıpkı 12 eylülde bunlar biraya gelmedi mi? Referandumda bir olmadılar mı? İllegal börgütler hepsi bir araya geldi. Ah benim kardeşlerim; 40 çürük yumurtadan bir sağlam yumurta etmez. Olay bu. Ve işte bunların bütün yaptıklarından sonra gelinen nokta ortada. Yüzde 58 ile benim milletim 26 maddelik anayasa paketine 'evet' dedi. Şimdi 12 Haziran diyoruz ki farklı bir şekilde tekrarlayalım. Onun için çok çalışacağız" dedi.

"MERKEZ BAKKASI'NDAKİ 95 MİLYAR DOLARA SULANIYOR"


"Biz iktidarı kimden aldık? MHP, CHP'nin yavrusu DSP ve ANAP. Geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye borcu 23.5 milyar dolar. Hani bunlar milliyetçi ya. Şimdi ne kadar borcumuz var? 5 milyar dolar. Şimdi utanmadan sıkılmadan çıkıp meydanlara, 'Ben geldiğimde O'nu köşeye sıkıştıracağım, Yüce Divan'a göndereceğim. Sayın Bahçeli yalnız kalma, yanına Kılıçdaroğlu'nu da al. 8.5 yıldır sizin eliniz ne topluyordu? Bu kafanız niye çalışmıyordu? 8.5 yılda bir şey bulamadınız mı? Bulduklarınızı götürün, niye götürmediniz? Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Bunu böyle biliniz. Ve sadece bunla kalmadık. Bizim milli bankamız Merkez Bankası. O dönemde ne vardı kasada? 37.5 milyar dolar. Şimdi Merkez Bankası kasasında 95 milyar dolar var. Şimdi Sayın Bahçeli, bunlar yalan diyebilecek misin? Halep orda ise arşın burda. Daha bitmedi. Senin günahın çok. Bu ülkeye vereceğin hesap çok aslında. Şimdi Kılıçdaroğlu ne yapıyor? 95 milyar doları duydu buna sulanıyor. O yüzden bol keseden dağıtıyor.


'Şunu vereceğim bunu vereceğim' İşte akıl hocası ne diyordu: 'Ne veriyorsa 5 fazlası, iki anahtar vereceğim' diyordu. Konut ve otomobil. Şimdi akıl hocası böyle diyor. Aynen o yolda bu da gidiyor. Değerli kardeşlerim sakın ha bu yürüyen yalana pirim yok.

"KOLTUKLARA YAPIŞAN OLMADIK"


O dönemde bizim borç stoğumuz yüzde 61'di. Şimdi yüzde 25. Devletin borçlanma faizi yüzde 63' tü şimdi yüzde 7-8. Kimin cebinden çıkıyordu bu faiz? Manisalı kardeşimin cebinden, çiftçinim, köylünün cebinden çıkıyordu. Enflasyon yüzde 30'du şimdi yüzde 4. Aradaki fark 26. Kimin cebinde kaldı bu? Vatandaşın cebinde kaldı. Daha önce eriyor gidiyordu.


Meydan okuyorum hepsine. Mutfağın sahibi benim hanım kardeşim. Eğer biz onlara göre geri gittiysek ülkeyi bu noktada geri götürdüysek biz bir dakika durmayız, geri çekiliriz. Çünkü bu iktidar yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklarla mücadele ede ede buraya geldi. Koltuklara yapışanlar olmadık.


Eğitimde ne yaptık? 163 bin derslik yaptık. Kitapları bedava dağıttık. Eğitimde engel tanımıyoruz. Bütçede 1. sıradaki savunmayı 6. sıraya aldık. Fakir fukaranın ilk öğretimdeki erkek çocuğuna 30 lira veriyoruz. Kız çocuğuna 35 lira. Orta öğretimde erkeğe 45, kız öğrenciye 55 lira veriyoruz. Pozitif ayrımcılık yapıyoruz parayı anneye veriyoruz. Üniversiteli gençlere ne veriyorlardı? 45 liracık. Biz 240 lira veriyoruz, Kredi Yurtlar Kurumu'nda kalıyorsa artı 150 lira veriyoruz. Mastır yapana 480 lira, doktora yapana 720 lira veriyoruz. Bunlarda böyle bir şey var mıydı?

MANİSA'DAN MÜJDELER


Sözlerine yeni müjdelerle devam eden Erdoğan, "Artık okullarda kara tahtayı kaldırıyoruz yerine akıllı tahtaları getiriyoruz. Biz geldiğimizde bilişim teknoloji sınıfları bile yoktu. Geldik kurduk. Bilgisayarı okullara soktuk. Artık bu yetmiyor şimdi yeni bir adım akıllı tahta ile beraber çocuklara elektronik kitap vereceğiz. 4 yılda bu projeyi bitireceğiz. 4 yıl boyunda akıllı tahtalar verilecek bir taraftan da bu elektronik kitapları dağıtacağız çocuklarımıza ve bunlar ücretsiz olarak dağıtılacak.


Yahu Amerika'da George, Almanya'da Hans, Helga bunlar kullanacak da benim Manisa'mda Ahmet'im, Mehmet'im, Ömer'im, Ayşe'm, Fatma'm, Esra'm niye kullanmasın ya neden? İşte şimdi adımı attık evelalah kullanacağız. Ve her şey hazır. Seçimden sonra ihaleyi yapıyoruz. İhaleyi kim alırsa üretim başlıyor. Ürettikçe okullara monte ediyoruz. Elektronik kitapları da dağıtıyoruz. Aramızdaki fark bu.

SAĞLIKTA YAPILANLAR


Sağlıkta, göreve geldiğimizde 'Hastaneleri birleştireceğiz' dedik. 'Hayır olmaz' dediler. Kardeşim siz öyle mi diyorsunuz biz de 'olur' dedik. Yasayı çıkardık bitirdik işi. Şimdi benim vatandaşım, işçim memurum, Bağkurlu esnafım, çiftçim istediği hastaneye gidiyor. Ama onlar ayrımcıydı. Bizde ayrımcılık yok. Şimdi benim vatandaşım istediği eczaneden ilaç alabiliyor mu? Alıyor. Şimdi soruyorum: SSK Genel Müdürü Bay Kemal senin dönemin mi iyi bu dönem mi iyi?


Diyor ki 'Televizyona gelsin konuşalım' Y sen dur bakalım. Sen amatör kümedesin daha. Süper ligd oynayanlar ile amatör lig aynı olur mu? Dur bakalım sen daha çırak olmadın. Bunu deyince 'Çıraklığı küçümsedi diyor.' Biz 3 Kasım'da çıraklık dönemine başladık. 2007'de kalfalık süreci, 2011'de inşallah ustalık olacak. 2023 cumhuriyetin kuruluş yıl dönümünde bunu taçlandıracağız inşallah.


Sağlıkta yine 'Aile Hekimliği' uygulamasını başlattık. Her vatandaşın bir aile hekimi var. Bu aile hekimliği yeni mi icat oldu Bay Kemal? SSK Genel Müdürüydün ya neden böyle bir şey yapmadın? Başka şeyler var. Bakınız bunlarla beraber inşallah şu anda Türkiye'de 16 noktada 18 helikopter ambulans hizmet veriyor. 2 jet ambulans 5'e çıkıyor. Şehirler arası ve uluslar arası olacak. Deniz ambulansları var. Ve güneydoğu Anadolu'da özellikle kar bölgelerinde 132 tane paletli kar ambulansı var. Bundan önce bunların hiçbiri yoktu. Daha da yapmaya devam edeceğiz.


Toplu konut projeleri ile 490 bin toplu konut yaptık, 360 bini sahiplerine teslime ettik. Bunu 500 bine tamamlayacağız.

"YENİ EVLİLERE DAYALI DÖŞELİ 100 TL TAKSİTLE EV"


Yoksul, hiçbir geliri olmayan yeni evliler için 50 metre karelik evler yapılacağını müjdeleyen Erdoğan, mobilya ve beyaz eşyasının da içinde olacağını açıkladı. Erdoğan, "Ama biz Kılıçdaroğlu gibi bedava dağıtmıyoruz. Peşinatsız 100 lira taksitle vereceğiz ve işini de bulacağız. Ayda 100 TL ödemeyle 20 yıl vadeyle konut sahibi yapacağız. Bütün bunlarla beraber 500 bin konutu da önümüzdeki dönem yapacağız.


Bizden önce ulaşımda, 79 senede bin 100 km. yol yapılmış. Biz geldik 13 bin 600 km. duble yolu 8 yılda yaptık. 46 noktada havaalanımız var. Böyle bir noktadayız." dedi.

 
Manisa'ya müjdeler veren Erdoğan, "İzmir-Manisa arasında virajlar var. Yolları duble yaptık ama buna rağmen rahat değiliz. Sıkıntı var. Şimdi size ben yeni müjde veriyorum. Buraya iki tünel açıyoruz. Manisa-İzmir arası, bu iki tünel bitince 15-20 dakikaya iniyor. Ve inşallah bu yıl içerisinde ihaleyi bitiriyoruz daha sonra da kazı çalışmaları başlayacak. Tabi bir müjde daha, Kuzey Ege Çandarlı Limanı'nın temeli atılıyor şimdi. Bu dünyanın en büyük limanlarından bir tanesi oluyor. Özellikle Manisa, Denizli, Aydın ve İzmir hepsi buradan istifade edecek. İhracatta ithalatta buradan rahatlıkla adımını atabilecek. Biz bunları yaparız. Bunların böyle büyük düşünmesi, proje üretmesi mümkün değil. Bunlar bol bol dedikodu üretsinler; Manisa'ya gelen bu Halk Parti ile MHP'liler.


Erdoğan'ın Manisa'ya son müjdesi ile 'Büyükşehir' oldu. Başbakan Erdoğan, Manisa'nın 2014 yılında yapılacak olan yerel seçimlerin ardından büyükşehir olacağını açıklayarak, "Büyükşehrin sınırları mülki sınırlar olacak. Beldeler, mahalle olacak. Böylece Manisa büyükşehir belediyesi tarafından yönetilecek" diye konuştu.


Tarımda ve eğitimde yapılan hizmetlerden örnekler veren Erdoğan, daha sonra partililere seslenerek, "Şu 30 günde kapı kapı dolaşmak için beraber yürüyeceğiz. Durmayacağız. Bu bizim milli bir davamız. Türkiye'yi muasır medeniyetlerin üstüne çıkarma davası. 12 Haziran'da bu zaferi beraber kutlayacağız" dedi.


Konuşmasının sonunda Erdoğan alandaki on binlerce kişiyle birlikte "Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda" adlı şarkısını söyledi.