Başbakan Müjdeyi Verdi
Başbakan Müjdeyi Verdi
Akhisar Metronom Haber Ajansı - MHA
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, küresel ekonomide bir kriz havası olmadığını belirtti. Şimşek, dünyanın düşük büyüme tuzağında olduğuna da dikkat çekti. Küresel ekonomi konusunda da konuşan Mehmet Şimşek, bir kriz havası olmadığını ifade ederek dünyanın düşük büyüme tuzağında olduğunu söyledi. Şimşek'e sorulan sorular ve alınan yanıtlar şöyle: Bir bireysel emeklilik düzenlemesi var ya da zorunlu bireysel emeklilik düzenlemesi. Ne aşamada yakın zamanda meclis gündemine gelecek noktaya geldi mi? Kapsamı, usulleri, esasları konusunda Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) bir nihai noktaya ulaştı mı? Zorunlu tanımlamasına ben katılmıyorum, otomatik katılım. Ama çalışanımız tercih ederse belli bir süre için çıkma opsiyonuna sahip olacak. Yani böyle bir algı çok olumlu olmaz. Bir kere burada yeni sistem kurgulandığında göreceksiniz para çalışanımızın hesabında olacak. Devlet ne karışacak ne de kullanabilecek. Amaç, bizim vatandaşlarımız dünyadaki benzer ülkelere oranla daha çok tüketiyor daha az tasarruf ediyor. Biz orta yüksek gelirli ülke grubundayız kişi başına milli gelirde. Bize benzer ülkelerde gelir 100 liraysa 31 lira tasarruf ediliyor ortalama. Bizde 15 lirası tasarruf ediliyor. Geleceğe fazla bir yatırım yok bireysel anlamda. Biz önce bireysel emeklilik sistemini getirdik ve devlet teşvikleriyle bu sistemi geliştirdik. Esas tasarruf alışkanlığı hiç olmayan kesimlerde bu etkili olmuyor. Bu kadar teşvike göre 6 milyon kişi oldu. Şimdi 45 yaş altı şu anda çalışan potansiyel katılımcı olan 13 milyon vatandaşımız var. Çok cüzi de olsa kenara gelecek için bir miktar kaynak koymaları halinde geleceği daha rahat yaşamak mümkün olur. Makro açıdan da Türkiye'nin tasarruflarının bu kadar düşük olmasının nedeni tabi ki yüksek cari açıktır. Türkiye'nin yatırıma ihtiyacı var. Bu yatırımları iç kaynaklarla yani yurtiçin tasarruflarla finanse etmesi lazım. Bunun içinde tasarruf imkanlarına bakmak lazım. Şimdi bunu istismar edecekler olabilir bunun 90'lı yıllarla hiçbir benzerliği yok. Bugün Avustralya'dan Şili'ye kadar iki uçtan bahsediyorum birçok başarılı ülkede bu uygulanıyor ve son derece olumlu sonuçlar var. Biz teknik olarak çalışmayı bitirdik ama henüz bakanlar kuruluna veya EKK'ya sunma imkanımız olmadı. Bireysel emeklilik konusunda 13 milyon ifadeniz işe yeni giren ya da iş değiştiren çalışanlar açısında konuşuyorduk ama 45 yaş altındaki mevcut yaş altındaki bütün çalışanları kapsayacak gibi. Rakamlar netleşti mi? Nihai parametreler nasıl şekillendirileceğine bağlı rakamlar. 45 yaş altı şu kadar diyelim çalışan var anlamında söyledim. Sadece iş değiştirenlere ve yenim işe alınanlara bakarsanız zamanla belli bir noktaya gelir. Hem gönüllü hem yeni otomatik katılım meselesi herkese açık. Para şahıs hesaplarında tutulacak, profesyonel şekilde yönetilecek, devletin tek müdahalesi yönetilirken varlıkların tahsisi konusunda belki bir çerçeve çizebilir. Bazı haberler çıktı basında 6 ay sonra sistemden isteyen ayrılabilecek ama sistemden ayrılırken 6 ayda biriken paranın erken ayrılma nedeniyle kesintiye uğrayacağı şeklinde bir haber yayınlandı. Böyle bir şey olacak mı? Böyle bir durumda bir tek fon yönetim kesintisi olur. O da cüzi bir şeydir. Ama onun dışında bir kesinti olmayacak. Yani 100 liradan 6 ayda 600 lira biriktiyse bunun neredeyse 500 liradan fazlası kesilecek yönünde haberlerdi. O tamamen spekülasyon. Ekonomi Koordinasyon Kurulu hafta sonu 6 buçuk saat süren bir değerlendirme yaptınız. Taşeron çalışanların kadroya alınması, asgari ücretin vergi diliminden etkilenmemesi için Ağustos ayı adres gösteriliyordu. Acaba bir yol haritası belli oldu mu? Mecliste bunların görüşülmesi anlamında bir irade belirdi mi? Henüz öncelikler konusu çalışılıyor. Yeni bir hükümetimiz var ve geçmişte başlatılan çalışmalar dikkate alınacak ama sonuçta meclis yaz tatilinin arifesinde. Dolayısıyla ne kadar uzun süre çalışılacak eğer bütün yaz meclis çalıştırılmayacaksa hangi acil konular önceliklendirilecek o konular üzerine bir çalışma yapılıyor şu anda. Bu konuda verilmiş bir karar yok şu anda. Önceki yıllarda özelleştirme gelirleri bütçeye ciddi katkı yaptı. Bu yıl küresel ortamı da dikkate alarak 2016'nın kalan bölümünde 2017'de özelleştirme açısından fırsatlar ve riskler neler? Tabi artık maliye bakanımız bu soruların muhatabı. Ama Türkiye özelleştirmeyi bir reform olarak hep görmüştür.Devletin asli görevlerine dönüp üretimi, diğer konuları daha rekabetçi daha yenilikçi özel sektöre bırakmak şeklinde. Bundan ben inanıyorum vatandaşımız fayda görmüştür. Türkiye'nin bütçesin de önemli bir gelir gelmiştir bu gelirde milletimiz için yatırımlar için kullanılmıştır. 2016 ve 2017 için hedefleri tutturma konusunda zerre kadar bir tereddüt yok. 2016 başında gerek fondaki nakit gerekse önceki yıllar özelleştirmesi yapılıp taksitleri bu yıla denk gelen toplam bir 14 milyar lira civarında bir kaynak söz konusu. Bizim zaten hedefimiz 10.8 milyar liraydı. Dolayısıyla hiçbir şey yapılmasa da hedefler tutturulacak. Ama momentumun devam ettirilmesi faydalı olacaktır. Şu anda yanlış hatırlamıyorsam toplamda 21, bunun 11 yüzde 50 ve daha fazla kamunun uhdesinde.
Kaynak : manisahaberleri