Akhisar Çevre Derneği Başkanı Erdan Boşnak, Akhisar'daki Zeytin işletmelerinin, atık sularını çaylara bırakması ile ilgili, Akhisar Çevre Derneği, Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde saat 18:00'da basın açıkl
BOŞNAK, ZEYTİN İŞLETMELERİNİN ATIK SULARI HAKKINDA AÇIKLAMA YAPTI
Metronom Haber Ajansı-MHA
Akhisar Çevre Derneği Başkanı Erdan Boşnak, Akhisar'daki Zeytin işletmelerinin, atık sularını çaylara bırakması ile ilgili, Akhisar Çevre Derneği, Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde saat 18:00'da basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasın CHP Manisa Milletvekili A Vehbi Bakırlıoğlu, CHP İlçe Teşkilatı, CHP Kadın Kolları, İYİ Parti Doğa ve Çevre Manisa İl Komisyon üyesi Şebnem Haşlaman, Emekli-Sen, Eğitim-Sen, SES, Kadın Derneği, 8 Mart Kadın Derneği ve çevre dostu vatandaşlar katıldı.
Basın açıklamasında konuşan Erdan Boşnak" Akhisar’ın çayları dereleri hepimizindir, bir kaç işletmenin değil. Akarsularımızın temizliği çevre konusunun belki de en önemli başlığı. Akhisar ve civarında gidip baktığımız bütün çaylar simsiyah akıyor. Bu geçen yıl da böyleydi, ondan önceki yılda, 20 yıl önce de. İşletme atık sularının bertaraf edilmesi için bunları çaylara bırakmak bir çözüm olarak belirlenmiş, hiç değiştirmeden bugüne kadar gelinmiş. Akhisar'ın evsel atığının arıtıldığı yeni mezarlık yanındaki belediye arıtması gözlediğimize göre çalıştırılmıyor, ya da tam çalıştırılmıyor. Deşarj noktasından çıkıp Moralılar mahallesinden geçerek giden çay, ağır bir lağım kokusunda ve siyah akıyor. Arıtmadan çıkan temizlenmiş suyla dolu olan bir çayın bu halde olmaması gerek. Çevre şehircilik Müdürlüğüne ziyaretimizde bundan bahsedince bakım olduğunu söyledi. Ancak bakımda olduğu da kamuya açıklanmış olmalıydı. Ayrıca kirlilik sadece şimdiki olay değil, devamlılık arz ediyor.
Baktat arıtmasından gelen su kirli. Atık sularını başka bir arıtmaya gönderiyor olmalarına rağmen, kendi arıtmalarından hala çaya kirli su akıyor. Gölmarmara’daki Ünlü tarım salça fabrikası atık suyu kirli. Çaya bırakılıyor. Bacasında filtre yok, doğrudan havaya bırakılıyor. Buranın gerekli önlemlerini alması gerekiyor.
AKHİSAR ORGANİZE SANAYİDEN GELEN SULAR KİRLİ
En büyük kirlilik merkezlerinden biri, yoğun üretimin yapıldığı yer Zeytinliova. Buradaki işletmeler uzun yıllar önce bir arıtma yapmaya çalıştılar. Para toplandı müteahhite verildi, ancak arıtma yapılmadı müteahhit kayboldu, dolandırıldılar. Çalışmanın devam ettirilmesi gerekirken arkası bırakıldı. Uzun yıllardır atık sular çaya bırakılıyor, oradan Gediz'e. Şimdilerde burada yapım konusu tekrar ele alınıyor, ancak bu lafta kalmamalı, zaman geçirmeden arıtmanın yapılması gerekiyor. Zeytin ihtisas OSB en büyük kirlilik merkezlerinden biri. 2016’dan beri 5 yıldır kirli sular çaya bırakılıyor. Gediz’e, oradan Ege’ye giderken yol boyunca tarlalar bu kirli suyla sulanıyor. Ve orada üretilen ürünler bizim soframıza geliyor. Novada ‘ya giderken soldaki zeytin işletmelerinin atık suları Akhisar arıtmaya gidiyor. Evsel atıkların bir havuzda toplanıp içindeki bakterilerle temizlenmesine biyolojik arıtma denir. Zeytin atık suyu evsel atık sudaki bakterileri öldürür, buda biyolojik temizlemeyi engeller. Bu yüzden bunların kendilerine uygun bir arıtmaya aktarılması bir an önce planlanmalı bunun için taahhüt alınmalı ve iyi bir şekilde takip edilmeli. Yine Bekirlerden medara doğru çay boyundaki 18 işletme bir araya gelip bir arıtma yaptılar. Akhisar arıtma. Bu güzel bir olay. Ancak gidip yerinde göz dediğimizde deşarj noktasında suyun çok kirli olduğunu ve ağır bir koku yayıldığını gördük. Bu çalışmanın denetlenmesi gerekir.Toplu halde olmayıp yol kenarlarında mahalle içlerinde dağınık yerleşmiş işletmelerin atık suları için bir çözüm bulunmalı, bu küçük büyük işletmeler tek tek tespit edilerek yakın olanlar arasında bir grup oluşturup, bunlar arıtmayı ortak çözmeye sevk edilmeli. Bunun için proje süresi verilmeli kredi olanakları yaratılmalı ve takip edilmeli. Büyük işletmelerde arıtması olanların arıtmadan kirli su bırakmasına müsaade edilmemeli. Atık su arıtma sistemi kuran işletmelerin maliyeti yüzünden bunu ya çalıştırmadığı ya da yarım çalıştırdığı söyleniyor. Bu da denetlenmeli. Bunlar Zersalça, Baktat, Kaanlar, Akhisar Organize Sanayii, Keskinoğlu, Akhisar arıtma. Bunlar tabii ki bir masraf yapılmasını gerektiren bir şey. Ancak sıkı bir denetleme ile hayata geçebilir. Kesilen cezaların arıtmaya harcanacak paranın yanında çok az olduğu bu yüzden işletmelerin cezaya razı olduğu söyleniyor. Siyasi iradenin nerelerde hangi para cezaları uyguladığını görüyoruz. Sorun buysa yetkili kurumların bu kararı aldırabilecek gücü var. Ancak bazı işletmeler arıtma yapıp bazıları yapmazsa, yapan işletmelerin üretim maliyeti artacağından rekabette diğerlerinin altında kalır. Bu yapana haksızlık olur. Bunun takibi de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne düşüyor.
GÖRDES META NİKEL A.Ş. NİKEL MADENİ
Bütün bunlara bir kirletici alanı daha ekleyelim: Gördes Nikel Madeni. Ormanın içinde sülfürik asit kullanılarak işletilen bir maden. İşletmede atık sular derinliği 61 metre olan ve şimdilerde üst üste iki kez yanlardan yükseltilen bir havuzda toplanıyor. Bu atıkların zararsız bir şekilde yok edilme şansı yok. Havuzda üstü açık olarak tutulan bu suyun buharlaştırarak eksiltilmesi düşülüyor. Yani nasıl evsel ve sanayi atıkları denize atılıyor, nasılsa koca deniz içinde kaybolur deniyor, aynısı ormanın temiz havasına sülfürik asit bırakılarak yapılıyor. Buharlaştırma ile yeterli eksiltmeyi sağlayamayan şirket, suyu havaya püskürterek buharlaştırmayı hızlandırmayı düşünüyor. Sonra bu, suya, doğadaki canlılara, bölgede üretilen sebzelere, insanlara asit olarak yağıyor. Kirlenen sular da Gürdük çayı üzerinden Gediz'e gidiyor. Bu durumdan bizim kadar Çevre şehircilik müdürlüğünün de rahatsız olması gerekir. Şimdilerde Dağdere bölgesinde yıllık 1000 000 ton kapasiteli sülfürik asit fabrikası kurmayı planlıyorlar. Yani çevreye verecekleri zararı katlamayı düşünüyorlar. Suyumuza havamıza toprağımıza ve tüm doğal yaşama zarar verebilecek bu girişimden bir an önce vazgeçilmelidir, ilgili kurumlar bunları onay vermemelidir. Akhisar Çevre Derneği olarak bütün bunların takipçisi olup, yapanları halkımıza şikâyet edeceğiz. Bu konuda gereğini yapmayan kişi kurum ve işletmelere karşı hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız" dedi.
Basın açıklamasında konuşan İYİ Parti Doğa ve Çevre Manisa İl Komisyon üyesi Şebnem Haşlaman;" Bu gün burada Gediz Nehri kirliliği hakkında konuşmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Öncelikle Akhisar Çevre Gönüllüleri Derneği’ne böyle bir etkinliği düzenledikleri için ve sizlere de duyarsız kalmayıp katıldığınız için çok teşekkür ederim.
Bildiğimiz üzere Gediz Nehri ülkemizin en değerli doğal kaynaklarından olup ekolojik denge açısından da çok önemlidir. 401 km uzunluğunda 17300 kilometre kare su toplama havzası ile anadoludan ege bölgesine akan ikinci büyük nehirdir. Fakat nehrimizin kirliliği alarm verir durumdadır. Nehrimiz ülkemizin can damarı iken atık kanalına dönüşmüştür. Gediz nehrimizin yok olması Gediz havzamızın yok olması demektir. Buda değerli tarım ürünlerinin kirlenmesi ve yok olması anlamındadır. Bu kirliliği görmezden gelmeye devam edersek bedelini çok ağır öderiz. Biz İyi Parti ailesi olarak çevremizin, doğamızın ve topraklarımızın korunması için elimizden geleni yapıp, gerek çiftçimizin gerek halkımızın yanında olup mecliste önergeler vererek çevre ve doğamızı korumak için elimizden geleni yapacağız. Rahmetli Toprak Baba Hayrettin Karaca’nın da dediği gibi; “Ekonomik sorunlar çözülebilir. Siyasi istikrarsızlıklar giderilebilir. Hatta Ortadoğu savaşları da bitebilir ama duyarsız kalınan bir çevre bizi sonumuza hazırlayacaktır.” O yüzden çevremize duyarsız kalmayıp sahip çıkalım" dedi.
Basın açıklamasında konuşan CHP Manisa Milletvekili A Vehbi Bakırlıoğlu;" : “Ben de Türkiye Büyük Millet Meclisinde kurulan iklim kriziyle alakalı araştırma komisyonunun üyesiydim. Komisyon çalışmalarımız 4 ay boyunca devam etti. Rapor hazırlanma sürecine girdi. Biz de bu rapordaki görüşlerimizi belirteceğiz. Konuştuğumuz konu su, su kaynakları, yerüstü suları ve yeraltı kaynaklarıdır. Bakanlığın rakamlarına bakıldığı zaman Türkiye’deki evsel atıkların yüzde 85’i arıtılıyor ve OSB’lerdeki atık suların yüzde 95’i arıtılıyor. Böyle bir iddia içerisinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Oysa aynı bakanlık yerüstü sularının kalitesiyle ilgili vermiş olduğu bilgilendirmede Türkiye’deki yerüstü sularının sadece yüzde 35’inin temiz, geri kalan yüzde 65’i ya kirli ya da çok kirli diyor. Yine aynı bakanlığın verileri, Türkiye’de bin 200 tane arıtma tesisi var. Yalnız bu bin 200 arıtma tesisinin yalnızca yüzde 45’i çalışıyor ve işletilebiliyor. Geri kalan yüzde 55’i çalışmıyor, çalıştırılamıyor, revize edilmesi lazım veya tekrardan yıkılıp yapılması lazım. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Gediz havzasında yaşıyoruz. Türkiye su fakiri ülke olma yolunda adım adım ilerleyen bir ülke. Bu konuda Gediz havzası daha da kritik bir durumda. Önümüzdeki süreçte kuraklığa karşı hassasiyet ve kırılganlığın en fazla olduğu bölgelerden bir tanesi Gediz havzası. Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı olarak en fakir bölgede yaşamaktayız. Önümüzdeki süreçte ne ile karşı karşıya kalacağımızı ve durumun ne kadar vahim olduğunu anlatmak için 2070 yılında bu bölgede bugün kullanmış olduğumuz suyun ancak yüzde 18’ini bulabileceğiz. Eğer önlem almazsak. Suyumuz gittikçe azalıyor, yerüstü sularımız gittikçe azalmakta, yeraltı su kaynaklarımız azalmakta ki şu an Akhisar bölgesinde yasak var. Tarımsal sulamayla alakalı sondaj yasağı ile karşı karşıyayız. Adım adım bir felakete doğru gidiliyor. Durum böyleyken mevcut sularımızı da kirletiyoruz. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Bu sebeple dernek başkanımıza konuya göstermiş oldukları hassasiyetten dolayı teşekkür ediyoruz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığını bu konularda harekete geçirmek çok zordur. Çünkü daha çok şehircilik kısmına bakıyor, çevre kısmı ne yazık ki Çevre ve Şehircilik Bakanlığının konularından değilmiş gibi gözüküyor. Bu konuda çaba göstermek lazım. Biz de sizlerin bu konuda yapmış olduğunuz bütün çalışmalarda yanınızda olmaya devam edeceğiz" dedi.