Çevre Koruma Derneklerinden Ortak Basın Açıklaması
Çevre Koruma Derneklerinden Ortak Basın Açıklaması
Haber Merkezi
Değerli halkımız ve Basın mensupları
Bugün karşımızdaki Defterdarlık binasının ikinci katında Yatırım İzleme ve Koordinasyon başkanlığınca “on sekiz adet Jeotermal Kaynak Arama ve Ruhsat İhalesi” yapılacaktır.
Şehzadeler’de iki, Salihli’de iki, Sarıgöl’de bir, Kula’da iki, Saruhanlı’da iki, Demirci’de bir, Akhisar’da iki, Ahmetli’de bir, Gölmarmara’da üç ve Turgutlu’da bir adet olmak üzere 18 adet ihale yapılacaktır.
İhaleye çıkarılan yerlere dikkat edin. Yurdumuzun en değerli birinci sınıf tarım arazileri.
2018 yılında o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği yazıda “Malumunuz olduğu üzere Manisa ili içme suyunun tamamını, İzmir ili ise %40 oranında içme suyunu Gediz Havzası yeraltı suyu kütlelerinden temin etmekte, özellikle içme suyu temin edilen yer altı suyu kütlelerinde arsenik seviyesinin yüksek olması insan sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir…
Bu bağlamda yazımız ekinde yer alan yer altı suyu kütlelerindeki arsenik değerinin eşik değerinin altına düşürülmesi maksadı ile havzadaki yer altı suyu kütlelerinde jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerekmektedir.” demekte.
Sayın Vali, Belediye Başkanı ve ilgili kamu yöneticileri sizlere sesleniyorum: 2018 yılından bu yana yeraltı su kütlelerindeki arsenik oranı düştü de mi bu ihaleleri durmadan gerçekleştiriyorsunuz?
Jeotermal kaynakların temiz ve dönüşümlü enerji kaynağı olduğu algısına artık insanlarımız kanmıyorlar. Sayın yetkililer, sizin yolunuz Büyük Menderes ve Küçük Menderes havzalarına düşmemiş olabilir. Alaşehir’e de mi yolunuz düşmedi?
Alaşehir’de tarım alanları yok olma aşamasında. Bağlar tükenmiş, insanlar solunum yetmezliği ve kanser vakalarıyla karşı karşıyadırlar. Bunun gerekçesi tarım alanlarına kurulan Jeotermal Elektrik santralleri ve bu santrallerin kontrolsüz bir şekilde çalışmalarıdır. Yeraltından 2000-3000 metreden çıkarılan jeotermal akışkan maalesef masraftan kaçınıldığı için yeraltına gönderilmemekte, doğaya salınmakta. Şikayet olursa kolluk ya da zabıta gelinceye kadar gerekli tedbirler alınmakta, her şey yolundaymış gibi davranılmakta. Ceza kesilse bile o ceza seve seve ödenmekte. Zaten bu akışkanın tamamen geri gönderilmesi de mümkün değil. Pandora’nın Kutusu bir kez açıldı mı bir daha kapanması mümkün olmuyor. İşte Gediz’in son hali….
2020/2021 yıllarındaki pandemi dönemi içinde enerjinin yenilemeyecek bir şey olmadığını öğrenmedik mi? Neden hala bu tür ihaleler “enerji ihtiyacımızı karşılayacağız” bahanesiyle gerçekleşmekte?
Sadece kayıp kaçak enerjinin önüne geçilmesiyle JES’lerden elde edilecek enerjiye ihtiyacımız kalmayacak. Zaten şu an üretilen elektrik enerjisinin yarısını kullanamıyoruz bile.
Bu ihalelerle şirketlere sermaye aktarımından vazgeçilmelidir.
Masrafsız, alıcı garantili bu tür tesisler ekonomimize yük olmaktan başka bir işe yaramamaktadır.
Jeotermale değil, sağlığımız için temiz hava, temiz su, temiz toprağa ihtiyacımız var.
JES’lere hayır!
Ahmetli Çevre Gönüllüleri, Akhisar Çevre Derneği, Alaşehir Çevre Derneği, Gölmarmara Çevre Gönüllüleri, Gördes Çevre Derneği, Kırağaç Çevre Gönüllüleri, Manisa Kültür ve Tabiat Varlıklarını koruma ve Çevre Derneği, Salihli Çevre Derneği, Saruhanlı Çevre Gönüllüleri, Soma Çevre Gönüllüleri, Turgutlu (TURÇEP)