KEMAL AKSEZGİN SOL REKLAM 1
Zümrüt MobilyaYamaçlar Yapı
GÖZÜPEKTEL
BOŞ REKLAM ALANII
Mestanoğlu
japon iş makinaları
ALTIN SATIR
SAFİR KUYUMCULUK
Akhisar Çeşme Kasabı
ALGİ OTO ELEKTİRİK
HASCANLAR
Zeytinkent Sürücü Kursu
AKM
Akhisar Metronom Radyo İstek Hattı
Akhisar Nöbetçi Eczaneler
Akhisar Sezgin Ticaret
SAĞLAM SÜRÜCÜ KURSU
Akhisar Metronom Haber
Akhisar Motorcu Tonton
SOYDEMİR GRUP
OTO KAR SAĞ TARAF
ÇAĞDAŞ SÜRÜCÜ KURSU
LİSE CAMYamaçlar Yapı

Siyaset

CHP Akhisar İlçe Teşkilatı Ortak Bildiriyi Okudu

CHP Akhisar İlçe Teşkilatı Ortak Bildiriyi Okudu

16 Nisan 2018 Saat: 15:28
CHP Akhisar İlçe Teşkilatı Ortak Bildiriyi Okudu
CHP Akhisar İlçe Teşkilatı Ortak Bildiriyi Okudu
DAYIOĞLU KASABI

Sezgin Ticaret Akhisar

Akhisar Köroğlu AVM

CHP Akhisar İlçe Teşkilatı Ortak Bildiriyi Okudu

Akhisar Metronom Haber Ajansı - MHA

Cumhuriyet Halk Partisi Akhisar ilçe teşkilatı 81 ilde eş zamanlı “OHAL Değil Demokrasi İstiyoruz” ortak bildirisini okumak için parti binasında basın açıklaması düzenledi.

CHP Akhisar ilçe başkanı İsmail Fikirli’nin konuşmasının ardından yönetim kurulu üyesi Emre Onikidal ortak bildiriyi okudu. 

Okunan ortak bildiri şu şekilde;

OHAL DEĞİL DEMOKRASİ İSTİYORUZ ORTAK BİLDİRİSİ (16 NİSAN 2018)

Cumhuriyet Halk Partisi öncülüğünde, Olağanüstü Hal (OHAL) ’e karşı 81 ilde eş zamanlı olarak düzenlenen OHAL DEĞİL DEMOKRASİ İSTİYORUZ eylemlerinde okunan ortak bildiri şöyle:

“Ülkemizi tek adam rejimine dönüştürme amacıyla hazırlanan ve tarihe mühürsüz seçim olarak geçen 16 Nisan referandumunun üzerinden tam 1 yıl geçti. 15 Temmuz’daki FETÖ darbe girişiminin ardından 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL altında gidilen referandum, meşruiyeti olmayan bir rejim değişikliğini ülkemize dayatmıştır. Sivil darbe ortamında, “Evet” demenin devletin tüm kurumlarıyla desteklendiği, “Hayır” demenin ise adeta yasaklandığı bir dönem yaşanmıştır.

Ülkemiz 21 aydır OHAL ile yönetilmektedir. İlan edilişindeki amacından uzaklaşarak demokrasi ve hukuk sistemine yönelik bir saldırıya dönüşen OHAL rejimi; insan haklarını, ifade özgürlüğünü ve her türlü protesto eylemini baskılamanın da aracı olmuştur. KHK’lar eliyle parlamento, yani halkın iradesi gasp edilmiştir. Türkiye’yi tek tipe sokmak için sendikalar, meslek oda ve birlikleri ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik operasyonların ardı arkası kesilmemiştir.

AKP iktidarının muhaliflerine bir sopa olarak kullandığı OHAL giderek bu faşizan sınırlarını bile aşmış; sağcı-solcu, muhafazakâr-sosyal demokrat, kimseyi ayırmadan tüm toplumu baskı altına alan otoriter bir rejime dönüşmüştür. OHAL ile ülkemizde hiç kimsenin can ve mal güvenliği kalmamıştır.

OHAL nedir?

OHAL, 10 Ekim’de katledilen çocuklarını anmak isteyen anne ve babalara sıkılan biber gazıdır.

OHAL, ekmeğinin peşindeki tütün üreticisine vurulan coptur.

OHAL, Ahmet Şık başta olmak üzere hayatını FETÖ ile mücadeleye adamış gazetecileri zindanlara atmaktır.

OHAL, işçi grevlerini ertelemek, grev çadırlarına müdahale etmektir.

OHAL, işlerini geri almak için ölümü göze alarak bedenini açlığa yatıran Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ölüm tehlikesini görmeyen hükümet inadıdır.

OHAL, dünyaca ünlü kimi bilim insanlarını FETÖ yalanıyla üniversitelerden atmaktır.

OHAL, tiyatro oyunlarını yasaklamaktır.

OHAL, muhaliflerini “terörist” olarak tanımlayabilme cüretidir.

OHAL, Ankara Kızılay’da İnsan Hakları Anıtı’nı gözaltına almaktır.

OHAL, madende oğlu dört yıldır yatan anaya; artık yürüyemezsin, yasak artık demektir.

OHAL, on binlerce taşeron işçiyi haksız bir şekilde kadro dışı bırakmaktır.

OHAL, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin “okuma hakkı”nı elinden alabileceğini söylemek ve öğrencileri tutuklatmaktır.

OHAL, milli iradeyi yok sayarak, belediye başkanlarını görevden uzaklaştırmak, belediyelere kayyım atamaktır.

OHAL, laik eğitim bildirisi dağıtmak isteyen öğrencinin gözaltına alınması, 16 Nisan referandumunda “hayır” propagandası yapan vatandaşın kolunun kırılmasıdır.

OHAL, seçilmiş milletvekillerini hukuksuz bir şekilde tutuklatmak ve yargılatmaktır.

OHAL, hakimlerin, savcıların bir parti genel başkanı önünde iliklediği cübbelerdir.

OHAL, yasamayı, yürütmeyi ve yargıyı tek adamın iki dudağının arasına hapsetmektir.

OHAL, doların 4 TL’yi, avronun 5 TL’yi aşmasıdır, Türk Lirası’nın kaybettiği değerdir.

OHAL, satılan şeker fabrikası, açlık sınırı altındaki asgari ücret, artan enflasyondur.

OHAL, Twitter’daki 280 karakterden, Facebook’taki “beğen” butonundan korkmaktır.

OHAL, 12 Eylül cuntasına özenenlerin, askeri darbe dönemlerine rahmet okuttuğu bir düzenin adıdır.

İlan ederken bir buçuk ay bile sürmeyecek dedikleri, milleti etkilemeyecek dedikleri OHAL, bardağı çoktan taşırmıştır. Sabır testisi kırılmış, toplumun büyük çoğunluğu OHAL rejimine artık yeter demeye başlamıştır.

Bugün iktidar partisi ve yeni ortakları, Türkiye’yi uçuruma adım adım yaklaştıran OHAL’i bir kez daha uzatmanın peşindedir. Postallı darbelerle mücadele etme vaadiyle gelenler, gelinen noktada takım elbiseli darbeciler haline gelmiştir.

Bizim talebimiz kesindir;

Halkın iradesine karşı işlenen bir suç haline gelen OHAL rejimine DERHAL son verilmelidir.

Hukukun askıya alındığı, parlamentonun yok sayıldığı, milli iradenin tanınmadığı, milletvekillerinin rehin alındığı faşizm düzeni ortadan kalkmalıdır.

Sendikalar, meslek odaları ve birlikleri ile sivil toplum örgütlerine yönelik iktidar gücü ile uygulanan sindirme politikaları son bulmalıdır.

Sivil darbe ile tek koltukta birleştirilen yasama, yürütme ve yargı erkleri, yeniden, çağdaş demokrasilerde olduğu gibi kendi koltuklarına geçmelidir.

Sadece bu meydandan değil, Türkiye’nin 81 ilindeki meydanlardan Ankara’daki Saraylıları uyarıyoruz.

Bizler OHAL DEĞİL DEMOKRASİ İSTİYORUZ!”