Dört Yasal Düzenleme De Emekliye Yetmedi

Emekli maaş artışları için bir yılda dört defa kanun çıkarıldığını hatırlatan CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu bu durum emeklinin içinde bulunduğu sefaleti gösteriyor dedi.

Emekli maaş zamlarının görüşüldüğü Meclis genel kurulunda konuşan CHP’li Bakırlıoğlu TÜİK’in enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığının en açık kanıtının emeklilere yapılan ek zamlar olduğunu ve TÜİK’e göre yapılan zamlar yetersiz olduğunu iktidar da kabul ediyor ki Mecliste kanun çıkararak ek zamlar yapmak zorunda kaldıklarını belirtti.

Bakırlıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü. Biz bunu Mecliste defalarca dile getirdik, ikaz ettik; bu 5 puanlık artışın çok az olduğunu belirtmiş olmamıza rağmen bizi dinlemediniz, şu anda böyle bir önergeyle düzeltme yoluna gidiliyor. BAĞ-KUR ve SSK emeklilerine yüzde 5'lik refah payı verilerek maaş zammı yüzde 42,57'ye çıkarılmak istenmekteydi hatta bu oran iktidarın verdiği önergeyle memur emeklilerinde olduğu gibi yüzde 49,25'e çıkarılacak;

Bir Yıl İçinde 4 Defa Emekli Maaşları İle İlgili Yasal Düzenleme Yapıldı.

En düşük emekli maaşlarını iki defa arttırmışız, refah payları vermişiz. Dikkat ederseniz bu ülkede ocak ve temmuz aylarında en önemli tartışma konusu emekli maaşlarına ve asgari ücrete yapılacak olan zam oranları.

Sizce neden?

"Efendim, iktidarımız emeklileri çok seviyor, emeklilerimizi enflasyona ezdirmemek için devamlı refah payı veriyoruz." falan demeyin sakın çünkü iktidarınız döneminde emeklilerin millî gelirden aldığı pay her geçen yıl azaldı.

Emeklilerin Milli Gelirden Aldığı Pay Azaldı

2019 yılında emeklilerin millî gelirden aldığı pay yüzde 8,5'muş, 2023'te EYT düzenlemesine ile emekli sayısı 1,5 milyon artmış olmasına rağmen bu pay yüzde 6,7'ye düşmüş.

Ülke yaşlanıyor, emekli sayısı artıyor ancak emeklilerin millî gelirden aldığı pay her geçen yıl azalıyor.

Hissedilen Enflasyon Bir İtiraftır

Her seferinde emekli maaşlarıyla ilgili düzenleme yapmak zorunda kalıyoruz? Çünkü dünyanın en fazla enflasyonunun yaşandığı ülkemizde TÜİK'in enflasyon verilerinin gerçeğin yanından bile geçmemesinden kaynaklanmakta.

Zaten TÜİK'in en son yaptığı açıklaması neredeyse bir itiraf niteliğinde.

Ne diyor TÜİK: "Ülkede bizim hesabımıza göre enflasyon yüzde 64 ancak vatandaşın hissettiği enflasyon yüzde 129.

Dikkatinizi çekerim, yüzde 129 enflasyon bağımsız bilim insanlarından oluşan Enflasyon Araştırma Grubu ENAG'ın rakamlarıyla neredeyse aynı.

Biz de yıllardan beri aynı şeyi söylüyoruz zaten; TÜİK’in açıkladığı enflasyon ile vatandaşın hissettiği enflasyon birbirinden çok farklı.

Buradan şu çıkıyor: Biz; asgari ücreti, memur ve emekli maaş artışlarını ENAG'a göre yani hissedilen enflasyona göre yapsak yani TÜİK görevini yapmış olsa rakamları doğru açıklasa bu ülkede hiç kimse açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalmayacak.

Tüm bu gerçekler ortadayken, milyonlarca emekliyi açlık sınırının çok altında maaş almak zorunda bırakacaksınız, sonra hiç sıkılmadan "Emekliyi enflasyona ezdirmedik." diyeceksiniz, hatta daha ileriye gidip, 2024 yılını emekli yılı ilan edeceksiniz. Böyle bir durumun izahı olabilir mi? Levent Kırca, rahmetli "İzahı olmayan şeylerin mizahı olur." diyordu; izahı olmayan durumun o zaman biz de mizahını yapalım ama kara mizah.

En Düşük Emekli Maaşı 17.000 lira olmalı

CHP olarak her zaman söylediğimiz gibi en düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olmamalı. Mecliste bu konuda defalarca önerge verdik maalesef AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

Emekliye reva görülen bu sefalete artık dur demenin zamanı geldi. 31 Martta emekliler bu iktidarı sandıkta emekli edecektir.

Bu vesileyle Ölümünün 31. Yılında Uğur Mumcu’yu da analım.

Sevgili Uğur Mumcu'nun bir Türk vatandaşı tanımı, hicvi vardı, hatırlıyorsunuz.

Türk; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemelerine göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir” diyordu.

Uğur Mumcu yaşasaydı şöyle derdi: "Türk emeklisi TÜİK’e göre maaşına zam alan, ancak maaşını ENAG verilerine göre harcayan, açlık sınırının çok altında yaşamak zorunda kalan vatandaştır.