Akhisar Eğitim Bir-Sen Yönetim Kurulu 2016 Yılını değerlendirmek ve 2017 yol haritasını belirlemek üzere Okul Temsilcileri ve Okul Müdürleri ile bir araya geldi.
Eğitim Bir-Sen Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı Yapıldı
Haber Merkezi-MHA
Akhisar Eğitim Bir-Sen Yönetim Kurulu 2016 Yılını değerlendirmek ve 2017 yol haritasını belirlemek üzere Okul Temsilcileri ve Okul Müdürleri ile bir araya geldi. Toplantı iki bölümde gerçekleştirildi. Toplantıya, TBMM KİT Komisyonu Başkanı AK Parti Manisa Milletvekili Uğur AYDEMİR, Büro Memur-Sen İlçe Temsilcisi Mustafa Ali AKMAN, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Mehmet ŞAHİN, Mustafa AKKUYU, Hüseyin KIRKAŞ’ ta katıldı.
Toplantının birinci bölümüne Ayvazdede İmam Hatip Ortaokulu İş Yeri Temsilcisi ve Müdür Yardımcısı Sait AKDAĞ tarafından şehitlerimiz adına okunan Kuran-ı Kerim tilaveti ile başlandı. Ardından İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Hüseyin KIRKAŞ toplantıda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek; Okullarımızda yeni projelerle daha hızlı yol almak durumunda olduğumuzu bildirdi.
İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Mustafa AKKUYU ise; Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini ancak bunları elbirliği ile aşacağımızı; Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda kararlı adımlarla yol almamız gerektiğini bu hedeflerde herkese ayrı sorumluluklar düştüğünü ancak en büyük pay sahibinin eğitimciler olduğunu vurguladı. Okul Müdürleri ve Okulları Temsil eden öğretmenlerin buluşması ile böyle bir toplantının gerçekleşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek; Eğitim Bir-Sen Teşkilatını yapılan organizasyon dolayısıyla tebrik etti.
Toplantıda Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Süleyman ERDEM Memur-Sen Başkanlar Kurulu’nun açıkladığı sonuç bildirgesinden bazı bölümleri katılımcılarla paylaştı. Sonuç bildirgesi ile, Terör lanetlendi, birlik çağrısı yapıldı, ekonomik manipülasyonlara tepki gösterildi, Halep'te yaşanan katliamlar, katliama sessiz kalan ülkeler, FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerine destek vermeye devam eden emperyal devletler kınandı. Ayrıca Akhisar Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi ERDEM yerelde Akhisar da Eğitim Bir-Sen’in yaptığı faaliyetler ve planlamalar hakkında bilgilendirmeler yaptı. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları tarafından gündemi ilgilendiren bazı önemli konularda açıklamalar yapıldı. Okul ve kurumlara 2017 yılı takvimleri ve broşürleri teslim edildi.
Toplantının ikinci bölümüne TBMM KİT Komisyonu Başkanı ve Manisa AK Parti Milletvekili Uğur AYDEMİR katıldı. Akhisar Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Süleyman ERDEM: “Gerek Ankara gerekse Manisa’daki yoğun çalışmaları arasında Eğitim Bir-Sen’in programına katılarak eğitim ve eğitimcilere verdiği önemi gösteren kıymetli Başkanımız bizleri onurlandırmıştır. Bu vesile ile bir kez daha TBMM KİT Komisyonu Başkanlığı’nın Manisa’mıza, bölgemize ve tüm milletimize hayırlı olmasını temenni ediyoruz. Bundan önceki dönemlerde gerek yerelde gerekse genelde yaptığı verimli çalışmaları takip ettiğimiz ve daima eğitimdeki gelişmeleri yakından takip eden Başkanımızın aldığı bu önemli görev ile daha fazla muvaffakiyetler sağlayacağını Manisa’mıza olan katkılarının artarak devam edeceğine inanıyoruz. Allah yolunu açık etsin. Katılımından dolayı bir kez daha teşekkür ediyoruz.” dedi
TBMM KİT Komisyonu Başkanı Manisa AK Parti Milletvekili Uğur AYDEMİR:
Eğitimciler Birliği Akhisar Temsilciliği’nin yapmış olduğu bu organizasyonun önemli olduğunu eğitim adına yapılan bu tarz organizasyonları arttırılması gerektiğini ve eğitim konusunda daha fazla kafa yormamız gerektiğini vurguladı. Eğitimcilerin yaptığı faaliyetlerin çok önemli olduğunu önemli olanın yapılan faaliyetlerin ülkenin geleceğine, refahına, gelişmesine, milli birlik ve beraberliğimize hizmet etmesi olduğunu vurguladı. Manisa’ya yapılan yatırımlar, Anayasa çalışmaları ve gündeme ilişkin konularla ilgili bilgi verdi. Eğitimcilerden gelen soruları cevaplayarak eğitimle ilgili bazı konularda görüş alış-verişinde bulundu. Toplu fotoğraf çekiminin ardından toplantı sona erdi.
Eğitim Bir-Sen İlçe Temsilcisi Süleyman ERDEM tarafından paylaşılan metin:
1- 10 Aralık 2016 Cumartesi günü İstanbul/Beşiktaş’ta “canlı bomba” yöntemiyle gerçekleştirilen 44 vatandaşımızın şehit olmasına ve 155 vatandaşımızın yaralanmasına neden olan terör saldırısının faili hain terör örgütü PKK’yı ve Fırat Kalkanı Operasyonu’nda can siperane şekilde çarpışan Kahraman Türk askerlerimizin şehit olmasına, onlarca askerimizin yaralanmasına neden olan DAEŞ ve destekçisi örgüt ve devletleri lanetliyor, Yüce Allah`tan şehit olan emniyet görevlilerimize ve vatandaşlarımıza rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
2- İnsani, tarihi, kültürel ve siyasi birikimini harekete geçiren, milli egemenlik ve tam bağımsızlıktan taviz vermeyen, siyasetten, ekonomiye, eğitimden, diplomasiye, bilimden, teknolojiye hemen her alanda değişim misyonu ve gelişim vizyonuyla büyüyen ve gelişen Türkiye’nin küresel şer akıl tarafından hedef alındığını biliyoruz. Milletin kararlığı, devletin gücü ve mazlumların duasıyla ülkemiz Türkiye’nin; kendisini terör eylemleriyle durdurmaya çalışanlara, diz çöktürmeye yeltenenlere, eski günlerine döndürmek isteyenlere haddini bildireceği ve küresel şer şebekesinin taşeronu terör örgütlerini yok edeceği vaktin hızla yaklaşmakta olduğuna inanıyoruz.
3- İçeride ve dışarıda attığı her olumlu adımdan, millet iradesinin talebi ve beklentisini karşılayacak her olumlu gelişmeden sonra Türkiye’nin kan, vahşet, kaosun hakim olduğu ülkeye dönüştürmeye yönelik terör eylemlerinin patronajını gerçekleştirenlerin, son dönemde döviz ve faiz üzerinden “ekonomik ve finansal terörizm” yöntemiyle sonuç alma hayali kurdukları gün gibi ortadadır.
4- Türkiye ekonomisine darbe vurmayı amaçlayan ve ağırlıkla dolar üzerinden yürütülen ekonomik ve finansal teröre karşı cevap niteliğindeki “dolarını bozdur, yerli parayla alışveriş yap” ve “uluslararası ticareti yerli paralarla yapalım” kampanyalarını destekliyor, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere kamu kurumlarının bu kampanyalara katkısını değerli buluyoruz.
5- Dünyanın farklı bölgelerinde ve özellikle Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde gerçekleşen darbelerin, terör eylemlerinin, iç savaşların, çatışma ve kamplaşmaların, zulüm ve vahşetin failleri ve işbirlikçileri, insanlığın katli eylemlerini bugün Halep’te icra ediyorlar. Bizler, Halep’in insanlığın ortak ahlak davası ve son imtihanı olduğunun idrakindeyiz. “Ben insanım, insanlığın tarafındayım” diyen herkesi; Halep’te zalimlerin zafer naralarına engel olmaya, mazlumların arşı titreten ahlarına kayıtsız kalmamaya, “Halep’e Yol Açmaya”, “Halep’i Ölümden, Dünyayı Zulümden Kurtarmaya” davet ediyoruz. Halep’in kurtuluşunun, güçlünün hakimiyetine meşruiyet sağlayan ve “insan(lığ)ı yok eden, zayıfı sömüren” küresel sistemin kıyameti olacağına inanıyoruz.
6- Halep başta olmak üzere Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Arakan’ da yaşanan katliamlar, soykırımlar ve terör örgütleri eliyle gerçekleştirilen can almalar sonucunda hayatını kaybedenleri, istatistiki veri ya da sayı olarak görenleri kınıyor, yitirdiklerimizin insan olduğunu haykırıyoruz. Beşli çetenin güdümünde olan Birleşmiş Milletler başta olmak üzere adaletsiz dünya sisteminin ürettiği birçok kuruluşun artık tarihin çöplüğüne gitmek durumunda olduğuna inanıyoruz.
7- Fetullahçı Terör Örgütü’nün 15 Temmuz’daki terörist darbe teşebbüsü sonrasında Türkiye’ye destek vermekten imtina eden dost/müttefik görünümlü ülkelerin ve çok uluslu yapıların, FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütlerine verdiği destek, sağladığı koruma milletimiz tarafından bütün çıplaklığıyla müşahede edilmiştir. Bu ülkelere ve çok uluslu yapılara, uluslararası ilişkilerde geçerli olan diplomatik nezaketin milletimiz açısından bağlayıcı olmadığını hatırlatıyor, teröre, terör örgütlerine verdikleri açık ve zımni desteğe son vermeye davet ediyoruz.
8- Saikleri, yöntemleri ve fiilleri noktasında ayırım yapmadan her türlü terörü ve bütün terör örgütlerini lanetliyor, PKK/PYD, FETÖ, DAEŞ, DHKP-C başta olmak üzere mazlumlarının hamisi ülkemize dönük kirli hedeflerin taşeronluğunu üstlenen bütün terör örgütlerini, aynı akıl/el tarafından yönetilen ve vekalet verilen caniler ve hainler topluluğu olarak görüyoruz. Bu örgütlerin bertarafına, uzantılarının ve unsurlarının siyasal zeminden, kamu düzenine, kamu personel sisteminden, ekonomik sisteme bütün alanlardan tasfiye ve tahliyesine yönelik faaliyetleri “demokratik düzenin ve insan haklarına dayanan toplumsal hayatın korunması” noktasında devletin asli sorumluluğu kapsamında değerlendiriyoruz.
9- Mevcut dünya düzenine yönelik “Dünya Beşten büyüktür” itirazının öncülüğünü üstlenen Türkiye’de hükümet sistemine yönelik anayasa değişikliği uzlaşmasının deklare edildiği süreçte; terör örgütlerine verilen talimatların ve terör eylemlerinin artmasını Türkiye’nin yolunu kesmek konusundaki arayış ve telaşın boyutunu göstermesi yönüyle manidar buluyoruz. Bütün kirli ortaklıkları ve milli iradeyi hedef alan kalkışmaları bertaraf etmek konusundaki cesaretini ve maharetini 15 Temmuz’da herkesin anlayacağı şekilde somutlaştıran milletinden kaynaklanan gücüyle, sağlıklı işleyen demokrasisiyle, bağımsızlık şuuruyla ülkemiz Türkiye’nin, bu ve benzeri saldırılara boyun eğmeyeceğini ve diz çökmeyeceğini dost ve düşman herkese ispatlayacağı şerefli mücadelenin alanımızda öncülüğünü genelinde paydaşlığını yapmayı onur sayıyoruz.
10- İnsanlığa, ümmete, bölgemize ve ülkemize yönelik küresel kuşatmaya ve teröre son vermek noktasında Türkiye’nin en büyük gücünün bin yıllık tarihe sahip ortak yaşama iradesinden doğmuş milli birlik, eşitlik temelli kardeşlik ve “İnsanı yaşat ki; devlet yaşasın” anlayışından beslenen sarsılmaz “erdemli mutabakat” olduğu kanaatimizi bir kez daha deklare ediyor, bu temel çerçeveye hassasiyet göstermesinin önümüzdeki dönemde siyasetin ana yapıcılarının Türkiye’ye ve geleceğe dair en büyük sorumluluğu olduğuna inanıyoruz.
11- Türkiye’nin ileriye ve insanı merkeze alan güçlü, güvenli geleceğe dair yolculuğuna set çekme çabalarının merkezine yerleştirilen terörle ve terör örgütleriyle mücadelesinde yüksek sorumluluk, sarsılmaz kararlılık ve sürekli fedakarlık anlayışıyla görevlerini yerine getiren bütün güvenlik teşkilatlarımıza ve mensuplarına milletimiz adına şükranlarımızı arz ediyoruz.
12- 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve sonrasında oluşan tablo, bu tablonun devamına ve 15 Temmuz’da yaşanan kalkışmanın tekrarına engel olmak amacıyla ilan edilen olağanüstü hali, anayasal gereklilik ve hukuki zorunluluk kapsamında görmekle birlikte, normalleşme ve olağanlaşma adımlarının da hızla atılması gerektiğine inanıyoruz.
13- Kamu görevlilerine yönelik yeni kazanımlar üretmek ve bu yolla Türkiye’nin kendisine yönelik kirli operasyonlarla diz çökmeyeceğini bu alan üzerinden de tescillemek amacıyla;
4C’li personele kadro verilmesi
Memur işi yapan işçilerin memuriyet kadrolarına geçirilmesi
Taşerona kadro sözünün tutulması ve 01.01.2017 tarihi itibari ile kadar hizmet alımı pozisyonunda çalışan tüm personele kadro verilmesi
Matrah ve/veya oranlarda gerekli düzenleme yapılarak kamu görevlilerinin gelir vergisi kaynaklı mağduriyetinin ve vergi yükünün azaltılması,
666 sayılı KHK kapsamında ödenmekte olan ek ödemelerin tamamının/uzlaşmayla belirlenecek bölümünün sosyal güvenlik prim kesintisine dahil edilerek emekli aylığının ve emekli ikramiyesinin hesabında artırılması
hususlarını içeren yasal ve idari düzenlemelerin ivedilikle yürürlüğe konulmasını önemsiyor ve teklif ediyoruz.
14- Yakın tarihte TBMM’ne sunulan Anayasa değişikliği paketinin içeriğinde kamu görevlilerine yönelik siyaset ve grev hakkı sağlayacak hükümlerin yer almamasını önemli bir eksiklik olarak görüyoruz. Katılımcı ve tam demokrasi noktasındaki önemli bir eksikliğin giderilmesi, sendikal haklar üçlüsünün ayrılmaz parçası konumundaki grev hakkının kamu görevlileri sendikacılığın alanında da yerini alması hedefleriyle, Anayasa değişikliği paketinin içeriğinde kamu görevlilerinin siyaset ve grev hakkı yasaklarına son verecek hükümlere yer verilmesi talebimizi ısrarla ve kararlılıkla yineliyoruz.
15- Kamu görevlilerinin kariyer ve liyakat sistemi ve sadakat zemininde milletine ve ülkesine hizmet ettiğini göz ardı eden bütün yaklaşımları ve çabaları reddediyoruz.
16- Darbe yapmak, cunta kurmak ve Türkiye’yi işgal etmek şeklinde üç aşamalı 15 Temmuz kalkışmasının asli ve adi faili FETÖ’ yle mücadelenin en önemli ayaklarından birinin, FETÖ’nün kamu personel sistemindeki kişi ve kurum yönüyle bütün uzantılarının ve bütün unsurlarının tasfiye ve tahliyesi olduğu konusundaki tavrımızı/kararımızı tekrar ediyor, bu yönde yürütülen çalışmaları hukuki zorunluluk ve siyasi sorumluluk olarak görüyoruz. Bununla birlikte, FETÖ mensuplarının kamudan tasfiyesi kapsamında gerçekleştirilen açığa alma ve ihraç işlemlerinde; ölçütler ve işlemler noktasında kurumlar arasında karar ve uygulama birliğinin sağlanmasını, masum olduğunu ispatlayanların göreve döndürülmesini de FETÖ’yle mücadelede olması gereken sonuca ulaşılması noktasında önemli ve gerekli görüyoruz.
17- Türkiye, siyasi, ekonomik ve diplomatik zemindeki değişimlerin etkisi ve bütün milletin, siyasetin, sermayenin ve emek kesiminin ortak katkı ve çabasıyla ekonomik büyüme noktasında bir çok ülke açısından örnek teşkil eden bir grafik ortaya koymuştur. Kamu görevlilerinin ekonomik büyüme ve refah artışı konusunda yaptığı katkılar, hiç kimsenin ve herhangi bir kesimin reddedemeyeceği şekilde ortadadır. Bütün bunlara bağlı olarak 4.Dönem Toplu Sözleşmelerinin gerçekleştirileceği 2017 yılında, Kamu İşvereni sıfatıyla toplu sözleşme masasına teklif sunacak olan siyasi iradenin, toplu sözleşmeyi refahın adil paylaşımı fırsatı olarak gördüğünü ispatlayacak bir anlayış ve içerikle görüşmelere hazırlanmasını ve teklifler hazırlamasını da önemsiyoruz.