Eğitim-Sen temel eğitimi 4+4+4 protesto etti!
Eğitim-Sen, zorunlu eğitimin süresini arttırma bahanesiyle, temel eğitimi 4+4+4 şeklinde kademeleştirmesine, Eğitim-Sen, Emekli-Sen, CHP, ÖDP, EMEP, Halkevlerinin desteğiyle saat 12.45’te Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesi Öğretmenevi önünde basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasında “Tek başına Ya hep beraber, ya da hiç birimiz”, “Karanlığa Teslim Olmayacağız”, “Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap verecek”, Parasız Eğitim, Parasız Sağlık, Haydi Kızlar okula, pardon kocaya”, “Gerici Irkçı Eğitime hayır”, “Cins ayrımcı eğitime Hayır”, “Savaşa değil, Halka Bütçe”, “ Direne direne Kazanacağız”, Gerici Irkçı Faşist Eğitime hayır”, “ Susma Sustukça Sıra Sana Gelecek” sloganları altında açıklamasını Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Şahin okudu.
Mehmet Şahin’in okuduğu basın açıklamasının tam metni:
Eğitim Sen Olarak Çocuklarımızın ve Öğrencilerimizin Geleceğine Sahip Çıkıyoruz!
Başbakan’ın söylemlerinden hemen sonra gündeme gelen zorunlu eğitimin kendi içinde kademelendirilerek 12 yıla çıkarılması girişimleri, bütün itirazlarımıza rağmen sürmektedir. AKP hükümeti, zorunlu eğitimin süresini arttırma bahanesiyle, temel eğitimi 4+4+4 şeklinde kademelendirerek, eğitim sistemini kendi siyasal ve ideolojik amaçlarına uygun bir şekilde biçimlendirmek istemektedir. 12 yıl kademeli zorunlu eğitim tartışmaları, milyonlarca öğrenci başta olmak üzere, tüm ülke nüfusunu yakından ilgilendirmektedir. Bu nedenle eğitim ve bilim emekçileri olarak bizlerin çocuklarımızın, öğrencilerimizin ve ülkenin geleceği açısından son derece önemli ve tehlikeli düzenlemeler içeren söz konusu yasa teklifine karşı sessiz kalmak, yaşananları ve gelecekte yaşanacakları kabul etmek mümkün değildir.
Kanun teklifi, Meclis Milli Eğitim Komisyonu’nda görüşülürken yaşanan kavga ve iktidar partisinin zorbaca tavırları, Hükümetin düzenlemeyi yasalaştırmak için ne kadar kararlı olduğunu göstermektedir. AKP’nin emekçilere, doğaya, sağlığa, eğitime ve geleceğimize dönük saldırılarını TBMM çatısı altında gerçek yüzünü göstermiştir. Ancak meydan boş değildir. Bu düzenlemenin doğrudan muhatabı olan eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler olarak eğitimin piyasalaştırılması ve dinselleştirilmesi uygulamalarına karşı kitlesel duruşumuzu göstermeye kararlıyız. Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’na gelmesi gereken düzenlemelere baktığımızda neden bu kadar kaygılı ve öfkeli olduğumuzun kamuoyu tarafından anlaşılmasının kolaylaşacağını düşünüyoruz;
• Kanun teklifinde yer alan, ilköğretim devlet okullarında parasızdır ifadesi komisyon görüşmelerinde metinden çıkarılarak, ilköğretimin tamamen paralı hale getirilmesinin ilk adımları atılmak istenmektedir.
• İlk 4 yılın “ilkokul”, ikinci 4 yılın “ortaokul” olarak tanımlanması nedeniyle, 5. sınıf okutan bütün öğretmenlerin “norm fazlası” haline gelmesi ve bakanlık tarafından başka görevlerde görevlendirilmesinin önü açılmıştır.
• Daha önce 4. sınıftan sonra getirilmek istenen “açık öğretim” sistemi, tepkiler üzerinde 8. sınıf sonrası için öngörülmüştür. Çocuk gelinlerin ağırlıklı olarak 13, 14, 15 yaşında olduğu düşünüldüğünde mevcut düzenleme ile “çocuk gelinler” uygulaması iktidar tarafından desteklenmektedir.
• Yıllardır okulöncesi eğitimi yaygınlaştırmak için çalışmalar yapılmasına rağmen, yasa teklifinde okulöncesi eğitim zorunlu eğitimin dışında bırakmıştır.
• Zorunlu din dersinin kaldırılması ve anadilinde eğitim taleplerini karşılaması yönündeki toplumsal talepler göz ardı edilmiş, zorunlu din dersleri yanında seçmeli din dersleri getirilmesinin önü açılmıştır.
• Arapça, fıkıh ve Kur’an derslerinin ikinci 4 yılda seçmeli hale getirilmesi sağlanarak, bütün okullarda fiilen imam hatip modeline geçilmek istenmektedir.
• İlkokul ve ortaokulun, “bağımsız binalarda” gerçekleşeceği iddia edilse de, okulların bu uygulama için yeterli altyapı ve donanıma sahip olmadığı gerçeği göz ardı edilmektedir.
• 4+4+4 şeklindeki kademeli eğitim sisteminin piyasa ile ilişkilendirilmesi, meslek okulu açacak firmalara öğrenci başına destek sunulması ile eğitim sisteminin sermayeye ucuz işgücü Sağlar duruma getirilmesi amaçlanmaktadır.
• Bir taraftan uzun vadede seçme sınavlarının kaldırılacağı iddia edilirken, diğer taraftan kademeli eğitim uygulaması ile çocuklarımızın daha erken yaşlarda dershaneye gitmeleri teşvik edilmesi kesinlikle kabul edilmez bir durumdur.
Eğitim sisteminin ve çocuklarımızın ihtiyaçlarından çok, tamamen siyasal ve ideolojik amaçlarla hazırlanan kanun teklifi ile eğitimde çok başlılığın önü açılarak, eğitim sistemi sonu görünmeyen derin bir karanlığın içine doğru itilmek istenmektedir. Unutmayalım ki Eğitim salt bir “diploma edinme” süreci değil, çocukların ev dışında farklı yaşam deneyimi kazanmasını ve sosyalleşmesini Sağlar.
Başbakan Meclis’teki grup toplantısında tüm Türkiye’ye meydan okumuş ve “hangi dilden anlıyorlarsa, o dilden konuşacağız” diyerek, 4+4+4 düzenlemesine itirazı olanlara resmen meydan okumuştur. Biz de buradan kendisine meydan okuyoruz. Biz ülkenin geleceğini kesinlikle sermayenin sözcülerine ve uşaklarına teslim etmeyeceğiz. Bugün sevk alarak uyarımızı yapıyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri olarak, toplumun büyük bir bölümünün kaygıyla takip ettiği 4+4+4 tartışmalarında çocuklarımız, öğrencilerimiz ve velilerimizle aynı taraftayız ve benzer kaygıları taşıyoruz. Yıllardır sorunlarla boğuşan eğitim sisteminin ve çocuklarımızın Başbakanın “dindar nesil” sevdasına kurban edilmesine izin vermeyeceğiz.
Buradan hükümeti son kez uyarıyoruz; Hangi siyasal ve ideolojik amaçlarla gündeme getirildiği açıkça belli olan düzenleme geri çekilmelidir. Bu konuda eğer gerçekten bir düzenleme yapılmak isteniyorsa bilimsel veriler ışığında, eğitim sisteminin ve toplumun gerçek ihtiyaçları doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir. Eğitim emekçileri ve veliler olarak öğrencilerimizin, çocuklarımızın geleceği üzerinden ucuz hesaplar yapanlar, asla ve asla amaçlarına ulaşamayacaklardır. Düzenleme geri çekilmediği ve mevcut haliyle meclis gündemine geldiği takdirde, hizmet üretiminden gelen gücümüzü kullanarak tüm Türkiye’yi eylem alanına çevireceğimizin bilinmesini istiyoruz. Öte Yandan, AKP Hükümeti Sürekli Gündem Değiştirerek Kamu Emekçilerine Sözde Toplu Sözleşme Hakkını sürüncemeye Koyuyor. Anayasada kamu emekçilerine sözde toplu sözleşme hakkı tanıyan 12 Eylül referandumunun üzerinden 16 ay, Üçlü Danışma Kurulu toplantılarının üzerinden 6 ay, Yasa Taslağının Bakanlar Kurulu’na gönderilmesinin üzerinden tam 100 gün geçti.
Üzülerek ifade ediyoruz ki bunca zamandır sendikal hak ve özgürlükleri genişleten bir yasa bekleyen 2 milyon aşan kamu emekçisi bir kez daha aldatılmıştır. Yıllardır kamu emekçiklerine yüzde 2-3 zam öngören ve bizleri ve halkı yoksulluğa mahkûm eden AKP Hükümetini kınıyoruz. Unutmayalım ki,23 OCAK2012 Tarihinde Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak TBMM Başkanlığına gönderilen 4688 Sayılı yasa tasarısı bu aldatmacanın açık belgesidir.
Değerli Basın Emekçileri;
Tasarı ile toplu görüşmeden bile daha geri bir düzenleme getirilmek istenmektedir. Sendikaların talepleri yok sayılmaktadır. Bu resmen sendikaların var oluş gerekçesinin ortadan kaldırılması demektir.
Bizler, Hak ve özgürlüklerimizi yok sayan bu yasa tasarısına karşı;
• Grev hakkımızın yasal teminat alındığı özgür bir Toplu Sözleşme düzeni için;
• Örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılması için;
• Her sendikanın üyeleri adına toplu sözleşme yapabilmesinin sağlanması için,
Belediyelerle yıllardır yapılan Toplu Sözleşmelerin devam etmesi, bu konuda herhangi bir sınırlama getirilmemesi için;
• Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşulları sağlanması ve çalışma yaşamının demokratikleştirilmesi için;
Mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizin bilinmesini istiyoruz.
Bütün kamu emekçilerinin haklarına yönelik saldırılara karşı tutum almaya, Yalanları teşhir etmeye, Sahte demokratların maskelerini düşürmeye Kamu emekçilerinin grevli toplu sözleşmeli sendika mücadelesini yükseltmeye devam edecektir.
EĞİTİM HAKKI SATILAMAZ! PARASIZ EĞİTİM, PARASIZ SAĞLIK! YAŞASİN EĞİTİM SEN YAŞASİN KESK!