Gezi Tutuklamalarına Tepki Geçikmedi
Akhisar’da Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ilçe teşkilatı önderliğinde bazı sivil toplum örgütlerinin ve CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel’in de desteklediği Gezi Parkı Olayları ile ilgili tutuklamaları protesto etmek amacıyla bir basın açıklaması yapıldı.
Akhisar Tahir Ün Caddesi Öğretmen Evi Önünde toplanan grup adına CHP Akhisar İlçe Başkanı İsmail Fikirli yaptığı açıklamada şunları kaydetti; “Akhisar’ ın Aydınlık Yüzlü İnsanları, Değerli Basın Emekçileri; Ülkemizi 11 yıldan beri yöneten AKP İktidarı, iktidara geldikleri ilk günden bugüne, “demokrasi treninden istediğimiz yerde ineriz” niyetini yavaş yavaş, sindire sindire yürürlüğe koymuşlar. Son birkaç ay içerisinde ise bu süreci daha da hızlandırmışlardır.
Demokratik ülkelerde en temel özgürlüklerden sayılan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ve kendini ifade etme hakkı maalesef ülkemizde kullanılamaz hale getirilmiştir. Emniyet kuvvetlerinin anayasal hakkını kullanan göstericilere terörist muamelesi yaparak acımasızca davranması, caddelerin adeta savaş alanına çevrilmesi, ne idüğü belirsiz kişilerin (emniyet kuvvetlerine yardımcı olan eli sopalı, palalı vatandaşların yani milislerin) bu ülkenin çocuklarını, üniversite öğrencilerini karanlık otoparklarda döverek öldürdüklerine şahit olduk. Gençlerin üzerine silah doğrultup nişan alarak öldürdüklerini ekranlarda maalesef seyrettik. İnsanımızın üzerine tonlarca kimyasal madde sıkıldı. Onlarca kişi kör oldu. Gencecik çocuklarını toprağa veren yada çocukları sakat kalan ailelerin dramı karşısında, o sulu göz devlet yetkililerimiz, devamlı akıttıkları göz yaşlarından bir damlasını bile esirgediklerini hatta, “kendi arkadaşları yapmıştır” şeklindeki gaddarca, acımasızca ve alaycı ifadeleri işittiğimizde hepimizin yüreğinin dağlandığını hissettik.
Ancak bu acımasızlık ve sindirmenin bitmediğini, son günlerde iktidarın, gezi parkı eylemlerine katılan özellikle çocuk yaştaki gençleri birer birer ifadeye çağırdıklarında şahit olduk. Bu uygulamanın birçok parti yöneticimizi de kapsayan bir cadı avına dönüştüğünü ibretle seyrediyoruz. Partili, partisiz gençlerimizin ve yöneticilerimizin karşılaştıkları bu muamele, hiçbir çağdaş demokratik ülkede görülmeyecek bir baskının görüntüsüdür. Bu normal bir hukuk devletinin vatandaşına yapacağı bir davranış değildir. Bu tamamen diktatörün kendi bakanını, kendi savcısını ve kendi polisini kullanarak sistemli yürüttüğü bir sindirme harekatıdır. Bir fişleme, geleceğe yönelik insanların içine bir belki! kuşkusu düşürme çalışmasıdır. Bu çalışmalar, bu iktidarın karanlık niyetlerinin alt yapısının hazırlığıdır. Bu uygulama karanlık otoparklardaki işlenen suçun devamıdır. Yapılan bu sorguların bütün il ve ilçelerde aynı anda ve aynı şekilde yapılması, bir merkezden verilen emrin yerine getirilişi olduğunun göstergesidir.
Birçok gencimiz ifadeye çağrıldı. Sorgusunda bulunduğumuz Gençlerimizin ifadelerinde “Ben anayasal hakkımı kullanıyorum, Pişman değilim” dediklerini duyduk. Hepimiz o eylemlere katıldık. Anayasal hakkımızı kullandık pişman olmadık. Yine buradayız. Gerektiğinde yine burada ve her yerde olacağız. Çünkü biz bu özgürlükleri kolay kazanmadık. Kolayca da vazgeçmeyeceğiz.
Ülkemiz Başbakanının artık her konuşmasında mutlaka “Ben diktatör değilim” savunmasını yapma ihtiyacını hissetmesi, kendisinin bile diktatörlüğünün farkında olduğunu ve demokrasinin tanımını kendine göre değiştirme çabasında olduğu ibretle görülmektedir.
Bizler, iktidarın dikta rejimini hayata geçirme niyetinin farkındayız. Bunu büyük bir aceleyle ve acemilikle yaptıklarını da görmekteyiz. Bu iktidara, ilk yıllarında, iyiniyetle katkı veren, destek olan yada kredi veren bir çok aydın, düşün adamı ve vatandaşın büyük bir hayal kırıklığı içinde nasıl bir canavar yarattıklarının farkına vardıklarını görüyoruz. Ancak onların seslerini çıkarmalarının bütün şartları iktidar tarafından yok edilmiştir. Başbakan, devletin sahip olduğu ve teslim alınan özel basın ve yayın kuruluşlarını kullanarak günün yirmi dört saatinde muhalefet başta olmak üzere kendileri gibi düşünmeyen herkese bağırıp çağırıp tehditler yağdırmaktadır.
Başbakan bu ülkenin aydınlık yüzlü insanlarının korkup, kendi dikta rejimini sesini çıkarmaksızın kabul edeceğini düşünmektedir. Demokrasinin erdemine inanan bizler, bu iktidarı yine demokrasinin kuralları içerisinde yıkmayı, yerle bir etmeyi ve tarihteki bütün diktatörlük heveslilerinin yer aldığı izbe çöplüğe atmaya kararlıyız. Bunun için gereken güç işte burada sizlerdedir. İktidarın korkusu şafağın sökmeye başlamasıdır. Bugün 13 yaşında bir çocuğun ifade vermeye çağrılması iktidarın korkusunun ve çaresizliğinin göstergesidir. Sonsuz olan hiçbir karanlık yoktur. Devran elbet dönecektir. Katılarak aydınlık yarınlarınıza sahip çıktığınız için hepinize sonsuz sevgi ve teşekkürler” dedi.