KESK Bileşenlerinin Ortak Basın açıklaması Tahir Ün Caddesinde yapıldı.
KESK Kamu Emekçileri Konfederasyonuna bağlı EĞİTİM SEN, TÜM BELSEN, TARIM ORKAM SEN , BES , SES olarak ortak basın açıklamasını bugün saat 12:30’da, Türkiye’nin dört bir yanında haklarımıza sahip çıkma, insanca bir yaşam ve baskılara boyun eğmeyeceklerini göstermek için “GREVDEYİZ“ adı altında Şehit Teğmen Tahir Ün Caddesinde Öğretmenevi önünde toplanarak ortak basın açıklaması yaptılar.
KESK Bileşenlerinin Ortak Basın açıklaması Eğitim-Sen Akhisar temsilcilik Başkanı Ramazan Dede okudu.
Ramazan Dede okuduğu basın açıklamasının tam metni;
Bu ülkede çok iktidar, hükümet değişti ancak hiçbir zaman bizlerin refah ve mutluluğunu, ülkenin esenliğini temel alan bir yönetime tanık olmadık. Bu gün ise AKP iktidarı tarafından “çoğulculuk” adı altında tekseslilik, "ileri demokrasi" adı altında yeni bir diktatörlük biçimlendirilmektedir. Eski statükonun ruhuna rahmet okutacak düzenlemelerle toplumsal yaşamın hemen her alanı en küçük hücresine kadar kuşatılıyor , Buna karşı çıkan tüm kesimler ise baskılarla, gözaltı ve tutuklamalarla sindirilmek isteniyor.
Adına “dönüşüm”, “reform”, “yeniden yapılandırma” ne denirse densin kamu alanında yapılanların tek amacı kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesini hızlandırmak suretiyle toptan tasfiye etmektir. Bu gerçek amacı gizlemek isteyen iktidar yaşanan gerçekleri çarpıtmaya çalışmaktadır. AKP iktidarının ustalaştığı tek alan gerçekleri çarpıtma alanıdır. Ancak AKP’nin bu ustalığının tümünü burada tek tek anlatmaya kalksak günlerimizi, haftalarımızı alır. Bunun için burada belli başlılarını kısaca sıralamaya çalışacağız.
AKP İktidarı Diyor ki; “Kamu Emekçileriyle Toplu Sözleşme Yapacağız”
Gerçekte ise, AKP iktidarının aslında kamu emekçileri ile toplu sözleşme yapmak değil sadece yapıyor gibi görünmek. Yaklaşık bir aydır Bakanlar Kurulunda bekletilen yasa taslağının içeriği net olarak ortaya çıkmıştır. Yasa taslağının hazırlık sürecinde defalarca üçlü danışma kurulu toplantıları, teknik komisyon toplantıları yapılmış ama sonuçta hükümet yine kendi bildiğini okumuştur. Bu taslakta, uygar dünya ülkelerinde 50 yıl önce tanınan grevli toplu sözleşme hakkı bu ülkenin “ileri demokrasi”yi ağzından düşürmeyen iktidarı tarafından bizlere çok görülmektedir. Kamu emekçilerinin yıllardır verdiği meşru mücadele, uluslararası sözleşme ve anlaşmaların yanı sıra Anayasanın 90. maddesi yok sayılarak Grevli Toplu Sözleşme hakkımız engellenmeye çalışılmaktadır. Kamu emekçilerinin sayıca önemli bir bölümünün sendikaya üye olması yasağı sürdürülerek örgütlenme özgürlüğü engellenmek istenmektedir.
Bu yasa taslağında, özlük ve demokratik haklarımız toplu sözleşmenin kapsamına alınmamaktadır. 2 milyon kamu emekçisinin iradesi, iktidarın gönüllü kulluğunu kabul eden yandaş konfederasyona tanınan ayrıcalıklarla ipotek altına alınmaya çalışılmaktadır. Yine , bu yasa taslağı ile yerel yönetimlerle toplu sözleşme yapmak da imkânsız hale getirilmektedir. Kısaca bu taslakta kamu emekçilerinin Grev Hakkı, Örgütlenme Özgürlüğü, Özlük ve Demokratik Hakları YOK!
Yani bir sendika yasasında olması gereken vazgeçilemez düzenlemeler YOK!
Ancak unuttukları bir şey var. KESK, kamu emekçilerinin geleceklerini çalmayı hedefleyen bu yasa taslağına karşı mücadelesini sürdürmek için VAR!
Geçekleri çarpıtmada ustalaşan AKP iktidarı “Kamuda Devrim, Reform, Yeniden Yapılanma Gerçekleştiriyoruz” demektedir. Buradan soruyoruz:
Kamuda esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalıştırmayı sürekli yaygınlaştırmak kimin için devrim? Taşeronlaştırma ve özelleştirme uygulamalarıyla kamuyu talan etmek kimin için reform?
Kamu hizmetlerinin ticarileştirilmesi için çıkarılan yasalar yetmezmiş gibi çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile kamu kimin için yeniden yapılandırılıyor?
Devletin yurttaşlarına karşı anayasal sorumlulukları olan yeni istihdam alanları, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik olanakları yaratma görevlerini yapmayanların, Yurttaşı müşteriye, kamu hizmeti vermesi gereken kurumları ticarethaneye, kamu emekçilerini esnek, güvencesiz, performansa dayalı çalışan işletme görevlilerine çevirmeye çalışanların, Kimin veya kimlerin çıkarları için devrim, reform ve yeniden yapılanma hedefledikleri belli değil mi? Ancak her şeye sermayenin gözlüğü ile bakan AKP iktidarına bunlar da yetmemektedir. Çalışma Bakanı, 657 sayılı kanunu kaldırarak iş güvencemizi yok etmeyi hedefleyen demeçler verebilmektedir.
Ancak yine unuttukları bir şey var: KESK, kamu emekçilerinin iş güvencesini kaldırmaya yönelik her türden girişime karşı mücadelesini sürdürmek için VAR!
Bir başka çarpıtma da AKP İktidarının “Kimseyi Enflasyona Ezdirmeyeceğiz” söylemidir. Bu gün ülkemizde açlık sınırı 1.000 TL, yoksulluk sınırı ise 3.000 TL dir. Bu ülkenin kamu emekçileri ise ortalama 1.500 TL maaş alarak açlığa yakın, yoksulluğa uzak bir yaşam mücadelesi vermektedir.
Milyonlarca insanımıza layık görülen 659 TL’lik asgari ücretten bile vergi kesintisi yapılmaktadır. Temel tüketim ürünlerine yılda %40’ a varan zam yapan AKP iktidarının bakanları “ bunlar zam değil güncelleme” diyerek halkla dalga geçmektedir. Hükümet, gerçek enflasyon rakamlarını çarpıtarak maaşlarımıza %3 – %4 gibi sefalet artışı yapmaya devam etmektedir. Yıllardır maaşlarımıza yapılan yüzdelik zamlar “Ek Ödeme” statüsüne sokularak emekliliğimize yansıtılmadığı için çalışırken yaşadığımız sefalet koşulları emekliliğimizde daha da derinleşmektedir.
AKP iktidarı bu gün %40’ları aşan kayıt dışılığı çözerek vergide adaleti sağlamak yerine vergi yükünü de emekçilerin sırtına bindirmektedir .Vergi dilimleri ile kaşıkla verdiğini kepçe ile geri almaktadır.
Kamu emekçisinin canını yakan bu vergi dilimleri hususunu biraz açmakta fayda var. Ortalama 1500 TL maaş alan bir kamu emekçisinin yıl içerisinde aldığı toplam maaş 9.400 TL oluncaya kadar %15 üzerinden vergi ödemektedir. Toplamda 9.400 TL’yi geçince yani 7. aydan itibaren vergi kesintisi %20’ye çıkmaktadır. Bu durumda sene başında maaşına %3 - %4 zam yapılan kamu ekmekçisi çok daha fazlasını yılın ikinci yarısından itibaren ödediği vergilerle geri vermiş olmaktadır. Yani verilen zam daha kamu emekçisinin cebine girmeden buharlaşmaktadır. Temmuzdan ayından itibaren kamu emekçileri Ocak ayında aldığı maaş miktarının daha altında maaş almaya başlamaktadır. Kamuda başından beri var olan eşitsizliği ve ayrımcılığı daha da derinleştirdikleri düzenlemeyi “eşit işe eşit ücret verdik” diyerek yutturmaya çalışmaktadır.
Ancak yine unuttukları bir şey var. Kamu emekçileri artık bu yalanları yutmuyor. KESK kamu emekçilerinin insanca yaşayacak bir gelire kavuşturulması mücadelesini sürdürmek için VAR!
AKP İktidarının “İleri Demokrasi” Söylemi de Kocaman Bir Yalandır!
Çünkü AKP, tüm kurum ve kuruluşları denetimi altına alarak devleti AKP’lileştirmektedir. Özel Yetkili Mahkemeleri ve Terörle Mücadele Kanunu’nu kendisine kalkan yapan AKP iktidarı önünde diz çökmeyi kabul etmeyenleri hukuksuz biçimde gözaltına almakta, tutuklamaktadır. Bu ülkenin cezaevleri aylarca, hatta yıllarca mahkemeye çıkarılmayı bekleyen insanlara doludur.
Sendikal hak ve özgürlükler mücadelesi yürütenler de AKP’nin baskılarından payına düşeni almaktadır. Bugün KESK’in toplam 33 yönetici ve üyesinin hala tutuklu olması da sendikal hak ve özgürlükleri için mücadele edenlere tahammülsüzlüğün vardığı boyutları göstermektedir. İşte memleketin ahval ve şeraiti budur. Bizler bu ülkede sendikal hak ve özgürlükler ve gerçek bir demokrasi için mücadele etmenin zor, bedelinin ağır olduğunu bilen bir gelenekten geliyoruz. Bu gelenek birilerinin “memurun da sendikası mı olur” diyerek mücadele kaçkınlığı yaptığı dönemde, sendika kapılarına vurulan mühürleri söken kamu emekçilerinin yarattığı fiili meşru mücadele geleneğidir. Bu geleneğin ve yaşadıklarımızın bize öğrettiği temel şey ise, haklarımızı ancak mücadele ile alabileceğimiz gerçeğidir. Bizler ; Yaratılmaya çalışılan baskı ve korku imparatorluğuna karşı durmak için ,
uluslararası sözleşme ve anlaşmaların yanı sıra Anayasanın bize tanıdığı hakkımızı kullanarak 21 Aralık’ta, en uzun gecede, en kısa günde, karanlığın en koyu, ışığın en az olduğu günde aydınlığı arttırmak için
Grevdeyiz.
- SUSMA , SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK, BASKILAR BİZİ YILDIRAMAZ.
-----
-----