Gürsel Tekin iktidara Akhisar’dan yüklendi
CHP Akhisar İlçe Örgütü tarafından Otel Tütün Büyük Salonda organize ettiği “CHP Dayanışma Gecesi”ne katılan partililer Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ile coştu. CHP’nin 63 yıldır merkezde iktidar olamadığına dikkat çeken Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, buna rağmen örgütlerin dimdik ayakta olduğunu belirtti.
Cumhuriyet Halk Partisi Akhisar İlçe Örgütü tarafından Otel Tütün Büyük salonunda organize ettiği ‘CHP Dayanışma Gecesi’ Manisa merkez ve 14 ilçede bulunan partilileri Akhisar’da bir araya getirdi. Geceye CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP Manisa Milletvekilleri Hasan Ören, Özgür Özel ve Sakine Öz’ün yanı sıra, CHP İl Başkanı Cahit Kaplan, CHP Merkez İlçe Başkanı Engin Uzun, CHP Akhisar İlçe Başkanı A. Vehbi Bakırlıoğlu ve diğer partililer katıldı.
Gecede yaptığı konuşmada Türkiye’nin meseleleri ile ilgili önemli konular olduğunu belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, özellikle 1 Mart teskeresini gündeme getirerek, “ Önceki gün 1 Mart tezkeresinin 10. yıldönümüydü. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kararlı tutumuyla, her şeye rağmen Türkiye’nin bütünlüğünü düşünen 99 milletvekilinin desteği ile 1 Mart tezkeresi reddedildi. Sonra ne oldu? Eğer 1 Mart tezkeresini iyi değerlendiremezsek eski genel başkanımız Bülent Ecevit’in Anayasal görüşünü değerlendiremezsek, bugünkü iktidarı tanıma fırsatı olmayacaktır. Hatırlayın, 2000 yılında sayın Ecevit Amerika’ya çağrılmıştı. Ecevit’e Ortadoğu projesi bugün eş başkanıyım denilen sayın Erdoğan’dan önce sayın Bülent Ecevit’e teklifin yapıldığını herkesin bilmesi gerekiyor.
Ne yapmıştı sayın Ecevit? Elinin tersiyle gelen teklifi reddetmişti. ‘Ortadoğu’daki hiçbir kardeş ülkeyle beni ve ülkemi düşman edemezsin. Bizim temel felsefemiz yurtta barış cihanda barış ilkesidir’ demiştir. Ve sonra, sayın Ecevit vefat ettikten sonra egemen güçlerin işbirlikçileri ile beraber sayın Ecevit’in itibarsızlaştırılması için gazete ve televizyonların ana konusu olmuştur. Sonra malum kiriz patlak verdi ve bugünkü iktidar, iktidar oldu 2002 yılında.
2003 yılındaki protokolün Manisa’dan çağrı yapıyorum, hangi koşullarda bu protokolü kabul ettiniz ve bundan ne arzu ettiniz. 1 Mart tezkeresi protokolünden. Eğer bu tezkere geçmiş olsaydı, 90 bin yabancı ülke askerleri en kanamalı en sorumsuz şekilde geçmiş olacaktı. Ve eş anlamlı iki ülkede yani Suriye ve Irak’ta operasyon yapılacaktı. Tabii, CHP’nin çabalarıyla bu tezkere TBMM’den geçmeyince bu sefer, Irak’ta operasyon yapıldı. Hani o din iman sahibi olanların katkısıyla Irak’ta 1,5 milyon insan hayatını kaybetti.
Türkiye’nin bu protokolde Türkiye ayağı ile ilgili haklı olarak egemen güçlerle bir protokol yapmışsanız, sizde gereğini yapacaksınız. Ne oldu, Suriye kısmını Türkiye’ye bıraktılar. Hepinizin hatırladığı gibi 2010 yılında sayın Başbakan, önce kardeşlik ilişkileri ile bir ülkenin düzenini değiştirmeye kalktı. Ama 44 yıllık baba Esed’den kalma otoriter bir sistemle karşı karşıya olduğunu fark edince bu sefer dolaylı yollardan savaşmak kararı aldı. Şimdi gelmiş olduğumuz noktada Türkiye tek başına ve çaresiz kaldı.
Bunu neden anlatıyorum, bu iktidarın geliş amacını kavrayamazsak, burada yarın oluşabilecek politikalarda net bir pozisyon koymakta zorlanabiliriz. İktidar bu 1 Mart tezkeresini açıklayabilir mi, bu biraz zor gözüküyor.”
PATRİOTLAR SAVAŞ SEBEBİ
60’lı-70’li yıllarda yaşayan birçok insanın 6. Filonun Türkiye’den geçişine ülkenin gençleri tahammül edemediğini çok iyi bildiğini de ifade eden Tekin; “Bugün en kritik coğrafyamızın bir çok bölgesine patriot füzeleri yerleştirildi. Bu füzeler aynı zamanda bir ülkede savaş sebebidir. Bizim bir başka ülke ile savaşmamıza gerek yok, Ortadoğu’da her hangi bir ülkenin bir başka ülkeyle savaşması Türkiye bu savaşın tam merkezinde olacaktır. Çünkü patriotlar ülkemizde olduğu içindir.
Peki bunu sorgulamayacak mıyız, bugünkü iktidara sormayacak mıyız. Ey sayın Başbakan, ne oldu size? 1991 yılında meydanlarda kahrolsun Amerika, kahrolsun İsrail diyenler nerdeler, ne oldu size. 91 yılında bir tek Müslümanın burnu kanamamış. Her Cuma her kutsal günümüzü siyaset malzemesi ettiler. Sayın Başbakan o dönem il başkan yardımcısıydı, sayın Arınç genel başkan yardımcısıydı istisnasız Cuma günleri Beyazıt meydanında namaz bittikten sonra tekbir sesleriyle Allah’a sığınarak Ortadoğu coğrafyasında oluşabilecek tehlikelere duyarlılık gösteriyorlardı.
Bakın şimdi gösterdikleri duyarlılığa. Ne oldu şimdi sormaz mısınız 91 yılında siz bu politikayı götürürken şimdi gelmiş olduğumuz nokta ne? Bu 1,5 milyon insanın kanında sizin eliniz yok mu? Hangi iman? Sonra Van Minute dersiniz, milleti böyle duygusal şeylerle kandırmaya çalışırsınız” dedi.
CHP’NİN RAKİBİ AKP DEĞİLDİR
Türkiye’nin şimdi çok kritik süreçten geçtiğini vurgulayan Gürsel Tekin, “Bütün kritik süreçlere bakın, Türkiye’de duyarlılığı olan bir tek parti var, O’da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Maalesef otoriter bir yapı Türkiye’de olup bitenleri kamuoyunun duymaması için olağan üstü bir çaba sarf ediyor. Gün bütün CHP’lilerin önemli bir görevde olduğu gündür. Bu bilinç içerisinde kapı kapı, ev ev dolaşarak Türkiye’nin geleceğini ancak biz kurtarabiliriz. Çünkü bizim dışımızda her tarafı teslim aldılar. Medyayı, sivil toplum örgütlerini hepsini teslim alırlar, önümüzdeki süreçte CHP’nin yöneticilerinin rakibi AKP değildir. CHP, AKP’nin devletiyle mücadele edecektir.Valisiyle mücadele edecek, kaymakamıyla mücadele edecek, ele geçirdikleri sivil toplum kuruluşlarıyla mücadele edecek. CHP’liler birbirleriyle rakip olmayacak. CHP’liler birbirleriyle ekip olmasını öğrenecek. Aksi taktirde birileriyle değil, birbirleriyle rakip oldukları zaman bu AKP’nin işine yarayacaktır.”
OSLO GÖRÜŞMESİ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin sözlerini son günlerde kamuoyunu oldukça fazla meşgul eden barış sürecine getirerek, “Kısa süre önce bir Oslo görüşmesi vardı. Oslo görüşmesi kamuoyuna sızınca sayın Başbakan’ın bir Kayseri konuşması vardı. Demokrat bir başbakanın, hani mahalle kabadayıları olur ya, o kabadayılar bile üslubunu düzelterek konuşur. Sayın Başbakan’ın ağzından köpükler çıkarak ‘Bunu iddia edenler, bunu söyleyenler ispatlamasalar şerefsizdir, haysiyetsizdir, namusuzdur’ diyerek ağzına ne gelirse söyledi. Şimdi sen Başbakan utanmadın mı? Buradan soruyorum, şimdi ne düşünüyorsunuz? Masanın bir tarafı düşüncelerini ifade etti. Masanın bu tarafında oturan sayın Başbakan, siz ne düşünüyorsunuz? Sayın Başbakan’da çıt yok. Başbakanın kabinesinde de cemaatinde de çıt yok. Bugünkü tartışma kim bunu sızdırdı. Kim sızdırırsa sızdırsın, siz kimi kandırıyorsunuz. Sizin görevlendirmiş olduğunuz devletin kurumlarının gözetiminde yapılmış kimi kandırıyorsun. Devletin görevlendirdiği MİT görevlilerinin gözetiminde hazırlanmış kayıtlar paketlenmiş sana getirilmiş. Yolda düşmüş! Sen mi verdin, MİT mi verdi artık hiç önemi yok. Çıkacaksın bunun cevabını vereceksin. Peki cevap var mı..yok” şeklinde konuştu.