İlk Kez Ocak Ayına Zamsız Maaşla Girdiler
Akhisar Eğitim-İş Akhisar İlçe Temsilciliği Ragıbbey Mahallesi 18 Sokaktaki Lokalinde Eğitim-İş Genel Merkez yönetim Kurulu üyesi Ömer Arslan, Osman Kandemir, Manisa Şube başkanı Necdet İnce ve Akhisar ilçe temsilci başkanı Ali İlhan, yönetim kurulu üyeleri Ender Kütük, Bilge Öztürk, Turhan Kızılkaya, Sezen Karakaye, Serkan Polat ve üyelerin katılımıyla birlikte saat 17.15’te basın açıklaması yaptı. Eğitim-İş Genel merkez yönetim kurulu üyesi Arslan’ın okuduğu basın açıklamasında, ”ilk kez kamu çalışanları ocak ayına zamsız maaşla girdi” dedi.
Eğitim-İş Genel Merkez yönetim Kurulu üyesi Ömer Arslan’ın okuduğu basın açıklaması metni:
ÇARE KAMU ÇALIŞANLARININ EL ELE VERMESİNDEDİR.
Bildiğiniz gibi 12 Eylül 2010 yılında bir anayasa referandumu yapıldı. Bu referandumda siyasal iktidarın sözde ileri demokrasi söylemleri arasında kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı verildiği de vardı. Ve bu söylemi ağızlarına sakız yapıp, kraldan daha çok kralcı kesilerek ''EVET'' kampanyası yapan sendikalar da vardı. O dönemde Eğitim İş olarak genelde bu anayasa değişikliğinin özelde ise toplu iş sözleşmesi hakkının mevcut düzenlemeden daha geri bir düzenleme olduğunu söyleyerek bu anayasa değişikliğine ''HAYIR'' demiştik.
Sözünü ettiğimiz referandumun ardından tam 17 ay geçti. Siyasal iktidar vekil maaşlarına zam ve en son MİT yasası başta olmak üzere onlarca yasayı meclisten geçirdi ama yeni sendika ve toplu iş sözleşmesi yasasını hala daha meclis gündemine getiremedi. Ve ilk kez kamu çalışanları ocak ayına zamsız maaşla girdi. Öte yandan referandum sürecinde söylediğimiz bu düzenlemenin mevcut yasadan daha geri bir düzenleme olduğu yönündeki söylemimizin haklılığı yasa taslağının açıklanması ile ortaya çıktı. Bu yasa taslağı neden daha geri bir düzenlemedir?
Öncelikle Anayasamızın 128 maddesi değiştirilerek memurların ekonomik, özlük ve sosyal hakları yasa kapsamından çıkarılarak toplu iş sözleşmesi kapsamına sokuldu. Bunun anlamı artık maaşlarımızdan tedavi giderlerimize kadar birçok konu toplu iş sözleşmesi ile belirlenecektir.
Peki, bu toplu iş sözleşmesine kamu çalışanları adına kimler oturacaktır. En çok üyeye sahip üç konfederasyon temsilcileri, ancak kamu çalışanlarını temsil eden heyetin başkanı olarak en çok üyeye sahip konfederasyonun başkanının imzalaması ve diğerlerinin hiç söz ve itiraz hakkının olmaması düşündürücüdür.
Öte yandan toplu iş sözleşmesi uzlaşmazlıkla sonuçlanırsa ne olacaktır? O zaman konu Hakem Heyetine gidecektir. Hakem heyeti kaç kişiden oluşmaktadır? Hakem heyeti 11 kişiden oluşmakta ve 11 kişinin en az 6 sı doğrudan siyasal iktidar tarafından belirlenmektedir. Grev hakkının da olmadığı böyle bir düzenlemede bunun anlamı ulufeye razı olmaktır.
Bu anlamda Eğitim İş ve bağlı olduğumuz Birleşik Kamu İş Konfederasyonu olarak 4 Şubat'ta Samsun'dan başlatıp Ankara'da sonlandırdığımız aşımıza, işimize ve ülkemize sahip çıkıyoruz yürüyüşü yaparak bu konuya dikkat çekmeye çalıştık. Öte yandan bütün konfederasyonlara resmi yazı yazarak ortak eyleme çağrısı yaptık. Ancak bu güne kadar hiçbir sendikadan olumlu bir yanıt alamadık. Buradan bir kez daha bu çağrıyı yinelemek istiyoruz: Farklılıklarımız bir yana gelin ortaklaştığımız konularda ülke çapında büyük bir eylemi birlikte örelim. Milyonlarca kamu çalışanın ortak özlemi budur. Bu sorumluluktan kaçan, diğer sendikaları dışlayarak masada bir sandalye daha kapma kavgası veren sendikal anlayışları, kamu çalışanları hak ettiği yere, tarihin çöp sepetine mutlaka atacaktır.
-----
-----