TÜİK’in enflasyondan sonra en fazla tartışma konusu olan verisi işsizlik rakamları. Resmi rakamlara göre işsizlik azalıyor, fakat geniş tanımlı işsizlik yada diğer bir ifadeyle atıl iş gücü oranları sürekli artıyor.
İşsizlik Azalıyor Mu, Artıyor Mu?
TÜİK’in enflasyondan sonra en fazla tartışma konusu olan verisi işsizlik rakamları.
Resmi rakamlara göre işsizlik azalıyor, fakat geniş tanımlı işsizlik yada diğer bir ifadeyle atıl iş gücü oranları sürekli artıyor.
TÜİK; 2024 yılı Ocak ayında işsiz sayısının 3 milyon 214 bin kişi olduğunu, işsizlik oranının ise yüzde 9,1 olduğunu açıkladı.
İşsiz sayılmanın temel koşulu, belirli bir sürede iş aramak ve iş bulamamak.
Buna karşın geniş tanımlı işsizlik olarak tanımlanan potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranının 2024 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre 1,7 puan artarak yüzde 26,5’ye yükseldiğini belirtildi.
Açıklanan şşsiz sayısı 3,2 milyon iken, geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyonu geçmiş.
TÜİK’in açıkladığı rakamlara göre; işsizlik oranı bir ayda yüzde 0,2 artarken, geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 1,7 oranında artmış.
2023 yılında işsiz kaldığı için işsizlik ödeneğine başvuranların sayısı 1,5 milyonu geçmiş. Yani 1,5 milyon kişi işsiz kalmış.
Geniş Tanımlı İşsizlik Oranı, İşsizlik Oranından Daha Fazla Artıyor
Burada ciddi bir çelişki bulunmaktadır. İşsiz kalanların sayısı ve atıl iş gücü oranları bu kadar artmışken işsizlik oranlarının düşmesi aynı seviyelerde kalması açıklanmaya muhtaç bir durumdur.
Makas Açılıyor
Dikkat çeken bir diğer önemli konu geniş tanımlı işsizlik oranı ile dar tanımlı işsizlik ile arasındaki makasın açılıyor olması.
Örneğin, Ocak 2019’da dar tanımlı işsizlik yüzde 13,6 iken geniş tanımlı işsizlik yüzde 19,7 olarak gerçekleşmişti. Bu dönemde fark 6,1 puandı. Bugün ise fark 17,4 puana yükselmiş durumda.
TÜİK’in açıkladığı işsizlik oranı ile geniş tanımlı işsizlik oranı, ya da diğer bir ifadeyle atıl işgücü oranı arasındaki makasın bu denli açılmasının en önemli nedeni, eksik istihdam sayısı, iş bulmaktan ümidini kaybedenlerin, iş aramayıp çalışmaya hazır olanların ve iş arayıp işbaşı yapamayacak olanların sayısındaki artıştır.
Gerçek işsiz sayısını tespit etmek için sadece İŞKUR verilerine değil, belediyelere, kurumların insan kaynakları birimlerine, istihdam ofislerine, resmi kurumlara, siyasi partilerin il ilçe başkanlıklarına bırakılan CV’lere bakmak gerekiyor.
İşsizlik Bu Ülkenin En Önemli Sorunlarından Birisidir.
Gelir dağılımını bozan insanların gelecek ümitlerini yok eden, sosyo-ekonomik bir sorundur. Hepsinden önemlisi insani bir sorundur.
1990’lı yıllarda işsizlik oranı yüzde 7’nin altındaysa ve AKP dönemlerinde artmışsa uygulanan yanlış istihdam ve ekonomi politikalarındandır.
Yapılması gereken istihdamı esas alan politikalar üretilmesidir.
Tabi bunu yaparken ücret dengesi de önemli. İş bulmakta yetmiyor, çalışanların emeğinin karşılığını alacağı, geçimini sağlayacağı, insanca yaşayacağı ücret politikalarının da hayata geçirilmesi gerekiyor.
Maalesef ülkede asgari ücret neredeyse temel ücret haline geldi.
Asgari ücretle, düşük ücretlerle iş bulmak ya da iş vermek işsizliği azaltmıyor, aksine geçim sıkıntısı içerisinde yaşayanların sayısını artırıyor.