İstiklal Marşı’nın 92. Yılı Akhisar’da Törenle Anıldı
Akhisar Fen Lisesinin hazırladığı ve 28 öğrencinin görev yaptığı İstiklal Marşının 92. yılı ve yazarı Mehmet Akif Ersoy’u anma programı Akhisar Belediyesi Bülent Ciğeroğlu Kültür Salonunda yapıldı. Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve şiirleri, İstiklal Marşının kabulü oratoryosu ve Mehterden İstiklal Marşı'na slâyt sunumuyla 3 bölümden oluşan program Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Müdür Yardımcısı Tülay Oktay’ın sunuculuğunu yaptığı Programın açış konuşmasını Fen Lisesi okul müdürü Muhammet Çetin yaptı. Muhammet Çetin;” Akhisar Fen Lisesi olarak hazırlamış olduğumuz İstiklal Marşının Kabulünün 92. Yıl dönümünü kutlama ve Mehmet Akif Ersoy’u anma programına hepiniz hoş geldiniz. Hepimizin malumudur ki tarihi olaylar ve edebi eserler incelenirken mutlaka o dönemin şartları göz önünde bulundurulur. Mehmet Akif’in yaşadığı ve İstiklal Marşı’nın yazıldığı döneme baktığımızda neredeyse bütün gücünü yitirmek üzere olan koca bir imparatorluk, çağın teknolojisinden mahrum çok geri kalmış, sefalet içinde yaşayan bir İslam alemi ve büyük bölümü düşmanlarca işgal edilmiş bir Anadolu tablosu çıkar karşımıza. Osmanlı-Rus Savaşı’nın oluşturduğu yıkım, Balkan Savaşları’nın yorgunluğu ve 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birçok cephede verilen mücadele. En mühimi de şairin: “ Bedrin arslanları; ancak bu kadar şanlı idi” diyerek övdüğü, Çanakkale’de yitirilen 250 bin vatan evladı… Tabi bunun yanında, ezelden beri esareti hiç yaşamamış bir milletin şaşkınlığı, tedirginliği, çaresizliği ve ümitsizliği, Bir milletin tarihi, o milletin mensuplarının hayatlarında ve hafızalarında biriktirdiği; onları yaşadığı ve yaşattığı kadardır. Bu elim tabloyla ilgili yukarıda bahsettiğim olayların her biri üzerine saatlerce konuşulabilir. Ancak ben Anadolu’nun işgali sırasında yaşananlarla ilgili Başbakanlık arşivinde bulunan belgelerden birkaç kısa anekdot aktarmak istiyorum sizlere. Tarih 9 Temmuz 1919 o günün Akhisar Kaymakamı üst birimlere çektiği telgrafta Akhisar’da çiftlikte bulunan Halit Pasa ve beş arkadaşının Yunan askerleri tarafından vücutları ikiye ayrılıp, kulak ve burunları kesilmek, gözleri oyulmak suretiyle katledildiklerini, çiftliğin yağmalanıp yakıldığı, ayrıca Gediz Çayı civarındaki köylerden on beş kadının da Yunanlılar tarafından öldürülerek nehre atıldığını bildiriyor. Tarih 21 Eylül 1920 Demirci Jandarma Bölüğü Kumandanı ve Mülâzım-ı Evvel Nazmi Bey, üst birimlere yolladığı telgrafta Yunan askerlerinin şehri yağmaladığını, birçok genci süngüden geçirdiğini ve kadınlara tecavüz ettiğini bildiriyor.Bu noktada çocukluğu Kurtuluş Savaşı yıllarına kadar uzanan ve Yunan mezalimine birebir şahit olan sülalemizin en yaşlısı olan Koca Halamın, 26 yıl önce ebedi hayata intikal etmeden ölüm döşeğinde sayıkladıkları hala kulaklarımdadır. Şöyle sayıklardı hep ağlayarak:
-Adamları köyün meydanında alnından vurdular!
-Çocukları havaya atıp altlarına süngü tuttular!
-Hepimiz ölmemek için dağlara kaçtık!
8 Temmuz 1920’deYunan askerleri Bursa’ya girdiklerinde komutanları Sofokles’in yaptığı ilk iş, Osman Gazi’nin türbesine gidip askeriyle beraber bir içki alemi tertiplemek ve sonra da iyice kendinden geçtiği bir esnada mahmuzlu çizmelerini kaldırıp Osman Gazi’nin sandukasını üst üste tekmelemek olmuştur. Ardından kılıcını, sallayarak: “ Kalk ey koca sarıklı, koca Osman! Kalk da torunlarının halini gör. Kurduğun devleti yıktık. Seni öldürmeye geldim, diyerek Türk milletine olan kinini kusmuştur. Akif’in oğlu Emin Ersoy, hatıralarında Bursa’nın işgal edildiği gün Mehmet Akif’in bütün gece hem ağladığını hem de o meşhur Bülbül şiirini yazdığını söyler.
Sevgili gençler! Burada değindiklerim yaşananların sadece birkaçı. Anadolu’nun birçok yerinde bunlar gibi binlerce olay yaşandı o günlerde. Bu anekdotları aktarmamdaki amaç, asla kalplerinize kin tohumları ekmek değildir. O dönemde ecdadımızın neler yaşadıklarını anlamanızı, tarihte yaşananlardan ibret alıp özgürlüğün kıymetini bilmenizi ve vatan millet için bu şuurla çalışıp her zaman güçlü bir millet, güçlü bir devlet olma şuurunu taşımanızı istememdir. İşte bunca elim hadisenin cereyan ettiği bir dönemde 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal Paşa’nın fitilini ateşlediği istiklal mücadelesi millet için adeta bir ümit ışığı oldu. Bu mücadelede Akif’in rolü şiirleriyle, konuşmalarıyla, camilerde verdiği vaazlarıyla, milleti karamsarlıktan uzaklaştırmak, halkın milli mücadeleye destek vermesini sağlamak, milletin inancını, ümidini sürekli diri tutmaktı. O bu görev için köy köy, şehir şehir gezdi. İstiklal mücadelesinin manevi önderlerinden biri oldu. O hep İslam aleminin ne kadar geri kaldığından yakındı. Milli ve manevi değerleri koruyarak batının ilminden, teknolojisinden yararlanmamız gerektiğini savundu. Safahatta, Türk gencini temsil eden Asım’a, hep bunları öğütledi.
Sevgili gençler! Vatanın korunması ve ilelebet yaşaması, milletimizin refahı, huzuru ve gelişmişliği bastığı yerleri “toprak” diyerek geçmeyen; bu topraklar altında kefensiz yatan ecdadını, hayatının hiçbir lahzasında unutmayan, vefalı bir gençliğin eliyle olacaktır.
Onun içindir ki İstiklal Marşı’nı söylerken yüreklerimiz gururun yanında vefayı, daha çok çalışma azmini, daha çok sorumluluk almayı hissetmelidir. Ecdadımıza olan minnet borcu; ancak Çanakkale’de şehit olan Akhisarlı Karacaoğulları’ndan Süleyman’ın, Bingöl’de şehit olan Akhisarlı Asteğmen Hasan Acar’ın, Bingöl’de vatan için sağ ayağını kaybeden Akhisarlı Gazi Necati Karaduman’ın ve yurdun dört bir yanındaki tüm şehit ve gazilerimizin, hepimizin üzerinde haklarının olduğu düşüncesiyle yaşadıkça ödenir. Bu minnet borcu ancak; sınır boylarında rüzgârın bile üşüdüğü gecelerde nöbet tutan Mehmetçiğimizin, gece gündüz demeden, saat kavramını unutarak devriye gezen polisimizin, en ücra yerlere kalemiyle ilmi götüren öğretmenlerimizin, elleriyle şifa dağıtan hekimlerimizin, memleketim tertemiz olsun diye sokakları itina ile süpüren temizlikçimizin, kısacası vatan ve millet için çalışan insanların halleriyle, hemhal olarak ödenir. Bu duygularla İstiklal Savaşı’nın önderi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, tüm şehit ve gazilerimizi, büyük üstad Mehmet Akif Ersoy’u bir kez daha hürmetle yad ediyor. İstiklal Marşımızın ilelebet gök kubbeyi çınlatmasını ve al bayrağımızın da her daim dalgalanarak ona eşlik etmesini Allah’tan diliyor, saygılar sunuyorum” dedi.
Akhisar Fen Lisesinin 28 öğrencisinin görev aldığı Oratoryo izleyicilerden büyük alkış aldı. İstiklal Marşını en güzel okuyan Mehmet Keskinoğlu Ortaokulu öğrencisi Gizem Nur Uçar ve Mehmet Akif Ersoy, şiiri (Çanakkale Şehitlerine)güzel okuyan İmam Hatip Anadolu Lisesi öğrencisi Şifa Nur Budak’a ödüllerini Akhisar Kaymakamı Kamil Köten, Akhisar Hava Meydan ve Garnizon Komutanı Hava Kontrol İhbar Albay Bülent Keleş, Belediye Başkanı Salih Hızlı tarafından verildi.
Mehmet Akif Ersoy’u anma programına Akhisar Kaymakamı Kamil Köten, Akhisar Hava Meydan ve Garnizon Komutanı Hava Kontrol İhbar Albay Bülent Keleş, Belediye Başkanı Salih Hızlı, Akhisar Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mustafa Gökçe,
İlçe Milli Eğitim Müdürü Süleyman Mermer, İlçe Siyasi Parti Başkanları, Oda ve Dernek Başkanları, Daire Müdürleri, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.