Kadınlar Ortak Basın Açıklaması Yaparak Sesini Duyurdu
KESK, Emekli-Sen, Halk Evleri, ÖDP, EMEP, BDP, Halkların Demokratik Kongresi (EDK)'nin katılımlarıyla gerçekleşen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü mitingi Tahir
Ün Caddesi Öğretmen Evi önünde yapıldı.
8 Mart Eylem ve Etkinlikler Programı Çerçevesinde Yapılan çalışmalar devam ediyor. Son gün 10 Mart Cumartesi Günü De Saat 14.00 de Yeni Belediye Önünden Eski Belediyenin Önüne Kadar Da Bir Yürüyüş-Mitingle Taçlandırılacak.
Öğretmen evi önünde saat 17.00 de yapılan basın açıklamasını eğitimsen üyesi Nergiz Tosun okudu.
Sınıf Sendikalarının ve Sınıf Partilerinin Yaptığı Basın Açıklamasının Tam Metni
“Tarih 8 Mart 1857'yi gösterdiğinde New York'ta 40 bin dokuma işçisi kadın, 12--14 saati bulan günlük çalışma süresinin 8 saate düşürülmesi ve daha iyi çalışma koşulları için greve gitti.Ancak egemenlerin buna tepkisi çok sert oldu. Polislerin işçilere saldırması sonucu, fabrikaya kilitlenen ve dışarı çıkamayan 129 kadın işçi yanarak hayatını kaybetti. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
26-27 Ağustos 1910 tarihinde, Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2.Enternasyonele bağlı kadın toplantısı yapıldı. Almanya Sosyal Demokrat parti önderlerinden Clara Zetkin; 8 Mart 1857’deki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçilerin anısına 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve önerisi oybirliği ile kabul edildi.
Yaşasın 8 Mart Yaşasın Kadın Dayanışması !
102 yılı aşkın bir zaman geçmiş olmasına rağmen, özellikle ülkemizde kadınlar olarak toplumsal konumumuzdan, çalışma yaşamındaki koşullarımıza kadar değişen pek bir şey olmadı.Yine evimizde,işyerimizde,sokakta kısacası her yerde kadın cinayetleri, tecavüzler,tacizler ve kadın ayrımcılığı her geçen gün daha fazla artmaktadır. Her gün en az üç kadının öldürüldüğü ülkemizde, bu katliama son verecek etkili önlemler alınamıyor, alınmıyor. Kadınlar, çoğunlukla resmi düzlemdeki kişi ve kurumların sorumluluklarını yerine getirdiği takdirde önlenebilecekken önlenmeyen cinayetlerle yaşamlarını yitirmeye devam ediyorlar.
Kurtuluş Yok Tek Başına, ya Hep Beraber ya Hiç Birimiz !
İnsan Hakları Derneği , Kadına Yönelik Şiddet ile ilgili hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. 2005-2011 yılları arasında öldürülen, tecavüze, tacize ve şiddete maruz kalan kadınların yer aldığı rapor çok çarpıcı sonuçları gözler önüne serdi.Raporun hazırlık evresinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan “Türkiye’de kadına yönelik hak ihlalleri” ile ilgili verileri paylaşmasını talep eden İnsan Hakları Derneği nin aldığı cevap, ‘Türkiye’de kadına yönelik hak ihlalleri ile ilgili hiçbir verinin Bakanlıkta bulunmadığı’ oldu.Derneğin yaptığı araştırma sonuçlarına göre hazırlanan raporda,Türkiye’de her 100 kadından 16’sı cinsel şiddete uğrarken, 2005-2011 yılları arasında 4 bin 190 kadın cinayeti meydana geldi. Yine aynı yıllar arasında 3 bin 74 kadın da tecavüze uğradı.
Engel Olmak Elimizde!
Yaşadığımız ülkede özellikle AKP hükümeti döneminde yasaların ve ulusal politikaların bütününde kadınları birey olarak gören bir yaklaşımın değil geleneksel aileyi kutsayan; kadın ve erkeklerin toplumsal rollerini pekiştiren bir yaklaşımın hakim kılınmaya çalışıldığını görmekteyiz.Kadına yönelik şiddet konusunda en son “kelepçe” konusunu gündeme getirildi. Hatırlanacağı gibi bundan önce de taciz ve tecavüz suçları konusunda “hadımlaştırma” önerisini gündeme getirilmiş, gelen tepkiler üzerine bu konu gündemden kaldırılmıştı. Çözüm hadımlaştırma ya da kelepçede mi yoksa zihniyetlerde mi?
Erkek Vuruyor, Devlet Koruyor
Meclisteki kadın milletvekili oranı yüzde 8,8, belediye başkanı oranı yüzde 1 iken;güçlü bir devletin ancak kalabalık, genç nüfus ile olacağı fikri taşıyan, herkese 3 çocuk doğurun diyen, kaymakamlara evlenin talimatı veren bir başbakanın; evlilik yaşının 17'den 14'e düşürülmesini teklif eden milletvekillerinin; kadın cinayetlerine münferit diyen Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanının; dekolte giyinen kadınların erkekleri tahrik ettiğini söyleyebilen profesörlerin;bulunduğu ülkemizde.
Kıyafetim Davetiye Değildir !
Sırtımızda Sopa, Karnımızda Sıpa İstemiyoruz
Çalışma koşullarının iyice zorlaştığı, işyerlerindeki kreşlerin kapatıldığı, doğum izninin sınırlı olduğu; buna rağmen hala ev içi sorumlulukların kadının sırtında olduğu bir sistemin sonucu kadınları aileye, babaya, kocaya daha çok mahkum edeceği aşikar olup,Kadın istihdamını arttırmaya yönelik çalışmalar da göstermelik olmaktan öteye geçememektedir. Biz emekçi kadınlar olarak, kadın istihdamını, sadece kadınların istihdama katılımı olarak değerlendirmiyoruz. Çünkü kadınların hangi koşullar altına katıldığını, istihdamın niteliğini,toplumsal cinsiyet eşitliğini ve ev içi emeklerini gözetmediğini kadın olarak bizler iyi biliyoruz.Bu şekilde atılacak her adım, sözde kalacak hatta toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve kapitalist sistem politikalarını daha da derinleştirecektir.
Susma, Sustukça Sıra Sana Gelecek !
12 yaşındaki bir kız çocuğuna, tecavüz ettiği gerekçesiyle açılan davada 31 sanık için iyi halden ceza indirimine gidilmesi; mağdur olmasın diye tecavüzcülerin sokakta dolaşması;
Ceza Kanununda tek bir namus sözcüğünün bile geçmemesi, yerine muğlak bir töre sözcüğünün kullanılması ve yine haksız tahrik maddesinin gerekçelerinde namus cinayeti faillerinin kapsam dışında tutulması;
Kimsenin Namusu Değiliz !
Egemenler;Var olan toplumsal emek gücümüzü,ucuz iş gücü olarak kullandı ve kullanmaya da devam ediyor……BU SÖMÜRÜYE HAYIR DEMEK İÇİN…………
Emek gücümüzü evde çocuk ve yaşlıların bakımı için kullanırken;ücretsiz ev işlerinin de değişmez görevlisi olduk.Bulaşık,çamaşır,temizlik ve yemek yapmak bizlerin vazgeçilmez asli görevleri oldu olmaya da devam ediyor….BU SÖMÜRÜYE HAYIR DEMEK İÇİN……
BUGÜN HEPİMİZ BURADAYIZ !!!!!!!!!
Ev İşçisiyiz, Ücretsiz Köleyiz !
Bedenimiz üzerinde töre, namus adı altında;sokak ortasında cinayetler işlendi. Kocasından ayrılmak isteyen kadınlar adliye kapılarında,hastanelerde,karakol önlerinde bıçaklandık,kurşunlandık,fiziksel şiddete maruz kaldık,kalmaya da devam ediyoruz… BU
ŞİDDETE HAYIR DEMEK İÇİN……
Çocuk yaşta iken bedenlerimiz alınıp,satıldı,cinsel tacizler,tecavüzler, aşağılanmalar yasalarla desteklendi,faillerimiz korundu,korunmaya da devam ediyor….. BU ŞİDDETE HAYIR DEMEK İÇİN……
BUGÜN HEPİMİZ BURADAYIZ !!!!!!!!!
Çığlıkla Başlayıp, Sessizce Bitmesin !
Kadına yönelik toplumsal cinsiyet ayrımcılığının kaldırılması için, kadına yönelik pozitif ayrımcılık ilkesi temelinde ve 'şiddete sıfır tolerans' yaklaşımı ile kararlı politikalar izlenmelidir.
Dolayısıyla bir kez daha hükümete sesleniyoruz; kadına yönelik şiddeti engellemek için hadımlaştırma ya da kelepçe değil kadını insan olarak görmeyi sağlayacak, aileyi değil kadını korumayı esas alacak bir zihniyet değişimi gerekiyor.
Devlet Uyuma Şiddete Göz Yumma !
Biz emekçi kadınlar olarak, dünyayı değiştirecek örgütlü gücümüz olduğuna inanıyoruz ! Bu nedenle, bu hükümranlığın yıkılması, toplumun tüm kesimlerinin, özellikle kadınların şiddetten arınmış, kadın erkek eşitliğinin yaşamın bütün alanlarında gerçekliğe kavuştuğu bir dünya ve bir Türkiye yaratmak için mücadelemizi sürdüreceğiz.
Kadın haklarına saygı duyan ,bizleri destekleyen ,fiziksel olarak burada ve yüreği bizimle olan herkese teşekkürler” dedi.