“BUNA can mı dayanır?” diye bir söz var ya aynen öyle...
Ekonomi sayfasında ayrıntılarını bulabileceğiniz gibi, 2011'in ilk dört ayında dış ticaret açığımız yani ithalatımızla ihracatımız arasındaki farkın tutarı 33 milyar 670 milyon dolara ulaşmış. Başka bir anlatımla Türkiye, ihraç ettiği mallardan sağladığı dolarların üzerine, 33 milyar 670 milyon lira daha ekleyerek, yurt dışından ithalat yapmış.
Ciddi bir önlem alınmadığı takdirde, yıl sonundaki açık tutarı bu gidişle 100 milyar doları aşacak gibi...
GÜNDE 280 SAATTE 11.7 MİLYON
Basit bir hesap yapıyoruz. Ortalama olarak;
Günde: 280 milyon 583 bin dolar,
Saatte: 11 milyon 691 bin dolar,
Dakikada: 195 bin dolar,
Saniyede: 3 bin 250 dolar dış ticaret açığı veriyoruz.
Başlıkta da belirttiğimiz gibi buna can mı dayanır?
KDV'DEN BELLİYDİ
18 Mayıs tarihli yazımızda “En Çok Artan Vergi Geliri Hangisi?” başlığı altında, geçen yılın Nisan ayına göre 2011'in Nisan ayında en çok artan vergi gelirinin hangisi olduğunu sormuştuk.
Ardından da “İthalde Alınan KDV” olduğunu bunun da tüm zamanların rekoru olduğunu açıklamıştık.
Yüzde 49'luk KDV artışı, vergi gelirleri yönünden olumlu dedikten sonra; olayın bir de “dış ticaret açığı” ve “cari açık” boyutu var ki işte o felaket, demiştik.
Özetle, sonuçlar sürpriz değildi. Nisan ayında İthalde Alınan KDV geliri, yüzde 49 artınca, Perşembenin gelişi de Çarşambadan belli olmuştu.
Dün açıklanan verilere göre;
- 2010 yılı Nisan ayına göre, 2011 Nisan ayı ithalatı yüzde 40.2, bu yılın ve geçen yılın ilk dört ayına göre de yüzde 44.1 oranında artmış.
- 2010'un Nisan ayına göre, 2011 yılı Nisan ayında dış ticaret açığı yüzde 63.4 oranında artmış!
CARİ AÇIK DA REKORA DOĞRU
Bu ayın ortalarına doğru Nisan ayı cari açığı (döviz açığı) belli olacak.
Dış ticaret açığına ve yabancı yatırımcıların kâr transferlerine baktığımızda, Nisan 2011 cari açığının da rekor düzeyde olacağı şimdiden belli.
2010 yılının tamamında sağlanan turizm geliri 20 milyar dolardı. 2011 yılının ilk üç ayında 22 milyar dolar olan cari açık, bir tam yıllık turizm gelirini aşmıştı.
Bu gidişle, gerek dış ticaret açığı gerekse cari açık tutarı 2011 sonunda, Cumhuriyet tarihinin en yüksek açıkları olacak. Cari açığın yani Türkiye'den çıkan döviz ile Türkiye'ye gelen dövizin arasındaki fark olan açığın, yılsonunda 70 milyar dolar civarında olması halinde, açığın milli gelire oranı yüzde 7 ya da 8 gibi tehlikeli bir sınıra gelecek.
Doğrudan yabancı sermaye girişindeki gerilemeye de baktığımızda, sıcak (emanet) para ve ağırlıklı olarak özel sektör dış borçlanmasına dayalı bir finansman politikası kaçınılmaz gözüküyor.
Hem cari açığın tırmanışı hem de açığın finansman kalitesinin bozulması nedeniyle, ülkemiz iki ayrı riskle karşı karşıya.