ŞU HALİMİZE BAKIN
Bütün ülke yolsuzluğa ve rüşvet olaylarına kilitlenmiş durumda.
Ne ekonomi, ne istikrar, ne üretim konuştuğumuz tek şey yolsuzluk ve cemaat ve hükümet arasındaki düello.
Bunların hepsi bizim sayemizde oldu. Futbol takımı tutar gibi parti ve vekil seçtik. Sonuna kadar onları savunduk sanki babamızın oğluymuş gibi.
Sonra…
Polis polise
Hakim hakime
Savcı savcıya
Bakan başbakanına
Başbakan bakanına
Güvenmez oldu. Görevden de alındımı ne güven kaldı ne sadakat oysa daha saatler önce hep birlikte eller havaya yapmamışlar mıydı?
Koltuk gitti kavga başladı. Ama biz buna da inanmadık tepki gösterdik.
Dış güçlerin oyunu dedik iyi de Dışişleri Bakanlığı ne iş yapar???
Hükümet içinde hükümet var dedik o zaman İçişleri Bakanlığı ne iş yapar
Bunlardan Başbakanın haberi yoksa Başbakan ne iş yapar diye sorar olduk
Tam yolsuzluk ve rüşvet iddialarının arkası çorap söküğü gibi geleceği düşünüyorken bu seferde bunları soruşturacak ne emniyete polis ne de adliyeye savcı beğendirebiliyoruz.
Hal böyleyken bu yolsuzluklar var veya yok nasıl ortaya çıkartılacak? Var veya yok denildiğinde nasıl güveneceksiniz?
Çevrende bir tane komşu ülke kalmadıysa, hapishanelerin nezarethanelerin dolup taştıysa, dünyanın en modern adliyesini yaptık diye gurur duyarsan, düşünce özgürlüğünü yok edersen hala takım tutar gibi lider ve parti tutmaya devam edersen bu olaylar ne ilktir ne de son olacaktır.