Özgür Özelin 34. Madde Hakkında Konuşma Metni
CHP Manisa Milletvekili Özgür ÖZEL, dün görüşmelerine devam edilen ve gece geç saatlerde kabul edilen Büyükşehirler Yasası’nın 34. Maddesinde bir konuşma yaptı. ÖZEL, yaptığı konuşmada “Büyükşehir’i destekliyoruz, ancak köylerin mahalle olmaması için de mücadelemizi sürdüreceğiz.” dedi.
ÖZEL, konuşmasında Başbakan’ın AKP’li milletvekillerinin bir tek işaret parmağına ihtiyaç duyduğunu da söyledi. ÖZEL, konuşmasında;
“Manisa’yı Büyükşehir yapmakla AKP’liler sakın övünmesin. Çünkü Manisa Büyükşehir olmayı yıllar öncesinden zaten hak etmiştir. AKP, Manisa’ya bir lütufta bulunmuyor. Aslında, 10 senedir bunu yapmamış olması zaten bir eksikliktir. AKP iktidara geldiğinde, Manisa’da nüfusumuz 1 milyonun üzerindeydi. Şimdi de, 1,5 milyona yakın nüfusumuzla, Manisa’ya gecikmiş olan bir hakkı teslim edilmektedir sadece. Manisa’nın Büyükşehir olmasını ilk günden beri savunuyoruz. Ama Bütün şehir yasa tasarısını ve beldelerin kapatılmasını, köylerin kapatılmasını doğru bulmuyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz. Manisa’nın; diğer şehirlerden farklı olarak, “V” şeklindeki coğrafi dizilişi nedeniyle, Uşak, Kütahya, Balıkesir ve Denizli sınırlarında, Manisa merkeze neredeyse 150-200 kilometre ötede ilçeleri var. Buraların bütün şehir anlayışı ile yönetilecek olması son derece güç. Çünkü belediye alan yönetimine yönelik bir iş değildir. Belediyecilik dediğimiz, mekan yönetimidir. İşte bu nedenle sizlerin en büyük yanlışı da burada zaten. Örneğin belediye dediğiniz hayvan deyince fino köpeğini anlar, muhabbet kuşunu anlar. Bu evde bir tane fino köpeği komşuyu rahatsız ederse ne olur, onunla ilgilenir belediye ama mandadan, inekten, horozdan, keçiden anlamaz. Onunla ilgili düzenlemeler mekân yönetiminin işleri değildir çünkü. Şimdi, bir “bütün şehir” kavramı içinde hepsine birden, bir “büyükşehir belediyesi” adını vereceğiz ve bu adı verince de kentli olacağız! Yani, koca kapılar açılacak, beş tane sarıkız çıkacak, sallana sallana meraya gidecek, akşam geri gelecek, kapının başında bağıracak, kapılar açılacak, eve girecek; buranın adı büyükşehir belediyesi olacak! Bu işte bir yanlışlık var.
Siz buna bir “Büyükşehir Kanunu” demekle, bu beldeleri, bu köyleri büyükşehir yapacağınızı sanıyorsanız büyük bir hata içindesiniz demektir. Başka bir niyet var ortada. Yoksa, şunu yapmak durumundasınız, diyeceksiniz ki: “Ey, köylü Nevzat Ağa, senin bu beş tane inek için Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanlığına başvurup gidip bir tane hayvan yetiştiriciliğiyle ilgili ruhsatname alman lazım, onun şartlarına uyman lazım.” Diğer taraftan da Tarım Bakanlığı, Avrupa Birliği uyum sürecini sürdürecek. Bunu yaparken de siz bir yandan bu insanların bu şekilde hayvancılık yapmasını veya horozların, tavukların büyükşehrin sokaklarında gezmesine izin vereceksiniz, yok böyle bir şey!
Bir tek, büyük bir hayal var, başkanlık sistemi ve onunla uyumlu çalışacak olan valiler, seçilmiş valiler. O hayale bir adım daha yaklaşmak için kurulan bir planın parçası bu. Sizler de işte bu nedenle, Başbakan’ın Başkanlık sistemi hayallerine uygun seçilmiş valilerle birlikte ülkeyi yönetme hayalinin yanlışlığı içindesiniz. Bu yüzden, hiçbir iktidar milletvekili, benim tamamına yakınına katılmaya çalıştığım İçişleri Komisyonu toplantılarında çıkıp bu meseleyi savunamadı, hiçbir tanesi çıkıp da Manisa’da, yerel basında, orada, burada bu kavramları, bu meseleyi bu boyutuyla tartışmıyor. Açıkça söylemek gerekir ki, Başbakan’ın imkanı olsa sadece sizin işaret parmağınızı milletvekili yapmaya razı. Bir tek ona ihtiyaç duyuyor çünkü. Bir tek, burada oy verirken ve parmak kaldırırken, onun dışında, başbakan sizin işaret parmağınız dışında başka bir şeye kıymet vermiyor.” dedi.