KEMAL AKSEZGİN SOL REKLAM 1
Zümrüt MobilyaYamaçlar Yapı
GÖZÜPEKTEL
BOŞ REKLAM ALANII
Mestanoğlu
japon iş makinaları
ALTIN SATIR
SAFİR KUYUMCULUK
Akhisar Çeşme Kasabı
ALGİ OTO ELEKTİRİK
HASCANLAR
Zeytinkent Sürücü Kursu
AKM
Akhisar Metronom Radyo İstek Hattı
Akhisar Nöbetçi Eczaneler
Akhisar Sezgin Ticaret
SAĞLAM SÜRÜCÜ KURSU
Akhisar Metronom Haber
Akhisar Motorcu Tonton
SOYDEMİR GRUP
OTO KAR SAĞ TARAF
ÇAĞDAŞ SÜRÜCÜ KURSU
LİSE CAMYamaçlar Yapı

Kültür/Sanat

Tarihin En Gizli Örgütleri

Neredeyse her şeyin açıkta yaşandığı dünyamızda en fazla merak uyandıran konulardan biri gizli örgütler.

31 Temmuz 2016 Saat: 15:38
Tarihin En Gizli Örgütleri
Tarihin En Gizli Örgütleri
DAYIOĞLU KASABI

Sezgin Ticaret Akhisar

Akhisar Haber - Prestige İnsaat Müeahhitliği

Tarihin en gizli örgütleri

Haber Merkezi - Hürriyet

Neredeyse her şeyin açıkta yaşandığı dünyamızda en fazla merak uyandıran konulardan biri gizli örgütler. Bu tip örgütlere yönelik şüpheler ve komplo teorileri bitmek bilmez. Çünkü dışarıya kapalılar ve üyeleri açıkça bilinmiyor. Yapılanma, katı kurallara ve güçlü bir hiyerarşiye bağlı. Localar veya hücreler halindeki organizasyonda herkes herkesi tanımıyor. Seçilerek alınan üyeler bile belirli kademeye gelmeden tüm öğretilere ve ‘sır’lara erişemiyor. Bilinenlerin açıklanmayacağına dair çok katı yeminler var. Üyeler birbirinin kardeşi sayılıyor ve aralarında özel semboller kullanıyorlar.

İşte Tarihin En Gizli Örgütleri:

Neredeyse her şeyin açıkta yaşandığı dünyamızda en fazla merak uyandıran konulardan biri gizli örgütler. Bu tip örgütlere yönelik şüpheler ve komplo teorileri bitmek bilmez. Çünkü dışarıya kapalılar ve üyeleri açıkça bilinmiyor. Yapılanma, katı kurallara ve güçlü bir hiyerarşiye bağlı. Localar veya hücreler halindeki organizasyonda herkes herkesi tanımıyor. Seçilerek alınan üyeler bile belirli kademeye gelmeden tüm öğretilere ve ‘sır’lara erişemiyor. Bilinenlerin açıklanmayacağına dair çok katı yeminler var. Üyeler birbirinin kardeşi sayılıyor ve aralarında özel semboller kullanıyorlar.

2 Suikastçılığa adını veren topluluk: HAŞHAŞİLER

Bu topluluk esasında gizli bir örgüt değil, Şiiliğin bir alt kolu. Hasan Sabbah ve onun takipçileri, 1090’dan itibaren, İran’daki Alamut Kalesi ve çevresinde egemenlik kurdular. Civardaki güçlü devletlere karşı siyasi cinayetlerle etkili olmaya çalıştılar. Bunlardan en sarsıcı olanı, Selçuklu Devleti’nin meşhur veziri Nizam-ül Mülk’ün öldürülmesi oldu. Sahte kimlikler edinip uzun süreli ilişkilerle önemli kişilerin yakın çevresine sızıyorlardı. Topladıkları istihbaratı kentlerdeki aracılarla merkeze aktarıyor, imamlarından gelen emirlere göre hareket ediyorlardı. Fedailer, öyle söylendiği gibi haşhaş çeken, kafası dumanlı katiller asla değildi, hiyerarşik bir örgütün soğukkanlı ve uzman üyeleriydiler. Hareket 13. yüzyılda din dışı niteliklerinden uzaklaştı; günümüze 15 milyon kişilik bir Şii mezhebi olarak ulaştı. ‘Haşhaşiler’in ünü daha ziyade Batı üzerinden yayıldı. Hatta Batı dillerindeki ‘assasin’ (katil) kelimesi, ‘haşhaşin’ kelimesinden türetildi.

3 Kralı ürküten dindarlar: SAINT-SACREMENT CEMİYETİ

Dindar Hıristiyanlardan oluşan bu cemaat 1627’de Fransa’da kuruldu. Üyelerini aristokratlar ve üst düzey din adamlarından seçip birbirlerine ‘birader’ diyorlardı. Kendini dine adamak için karısından boşanan Dük Henri de Levis’in yolunu takip edenler, kısa zamanda toplumda etkili olmaya başladı. XIV. Louis cemaatin faaliyetlerini sınırladı. Bu cemiyetin en güçlü muhaliflerinden biri de Molière idi. Saint-Sacrement Cemiyeti tüm bu baskılara karşı, takipçileri için iç tüzüğünde “Kutsal Kâse’de gizlenen İsa’yı örnek alarak olabildiğince kendini gizli tutacaktır” diyordu. Ama bu gizlilik çabaları, cemiyetin kralın emriyle 1666’da dağıtılmasını önleyemedi.

4 Din hizmetkârları mı kutsal mafya mı?

OPUS DEI 26 yaşında, henüz mesleğinin başındaki İspanyol rahip Josemaria Escriva, 1928’de ‘kendisine gelen bir ilham’ üzerine ‘Opus Dei’ (Tanrı’nın İşi / Tanrı’nın Eseri) isimli bir örgüt kurmaya karar verdi. Din adamı olmayanların da Hıristiyan dinine uygun bir yaşam sürmelerini amaçlayan Opus Dei, doğrudan bir kilise kurumu değildi. Az sayıdaki seçilmiş rahip, her meslekten kişileri eğitecek; onlar da diğerlerine dindar Katolik Hıristiyanlar olmaları için yol gösterecekti. Bugün dünya genelinde yaklaşık 94.000 Opus Dei üyesi var. Pek çok yarı-gizli örgüt gibi Opus Dei de suçlamalara uğramıştır. Bunların başında İspanya’da asker-diktatör Franco rejimine verdiği açık destek gelir. Bir diğer eleştiri de örgütün az sayıda ama etkili kişiyle Vatikan’da büyük nüfuz sahibi olması. Opus Dei’nin en sert karşıtları, onu ‘kutsal mafya’ olmakla itham ediyor.

5 Fransız Devrimi’ni onlar mı yaptı? İLLUMİNATİ

Günümüzde internet dünyasının en popüler gizli örgütü, İlluminati olsa gerek. Aslında Dan Brown romanlarında yer alan bu örgütün hâlâ var olduğuna dair bir kanıt yok. Örgütün varlığına dair ilk bilgiler 1776’yı işaret ediyor. İlluminati (Aydınlanmışlar), her türlü kilise dogmasına karşı çıkan az sayıda üyeden oluşuyordu. Hareketin merkezi Almanya’da Bavyera’ydı ve kurucusu filozof Adam Weishaupt idi. Ona atfedilen bir düşünceye göre ‘hükümdarlar ve uluslar yeryüzünden silinecek’ti. Bu doğrultuda, özellikle masonlar içinden elit bir kadro oluşturmaya çalıştılar. Sayıları 2000’e ulaşan İlluminatiler, 1784’te açığa çıkınca yönetimin hışmına uğradılar ve ortalıktan çekildiler. Ne var ki sadece birkaç yıl sonra Fransız Devrimi’nin gerçekleşmesi, komplo teorisyenlerine muazzam bir fırsat sundu; onlara göre olup bitenler tam da İlluminatilerin görüşleri doğrultusundaydı. Öte yandan gizli olduğu varsayılan İlluminati, 20. yüzyılda romanların uyandırdığı ilgiyle abartılı bir popüler kültür unsuruna dönüştü. Amerikan Doları üzerindeki ‘piramit tepesindeki göz’ başta olmak üzere pek çok (aslında masonik olan) sembol İlluminati’ye atfedildi. Bunun da ötesinde, İlluminati’nin ‘Yeni Dünya Düzeni’ başlığı altındaki gizli örgütlere ilham verdiğine inanılıyor. Bugün filmlerden bilgisayar oyunlarına, Lady Gaga veya Rihanna’nın videolarına kadar sayısız malzemede, tüm dünyayı yönettiğine inanılan İlluminati’ye göndermeler var.

6 Para transferinin kutsanmış hali: TAPINAK ŞÖVALYELERİ

Tapınak Şövalyeleri, 1119 civarında Kudüs’e giden Hıristiyan hacıları korumak amacıyla kurulmuş bir dini-askeri tarikat. Kudüs’te Hz. Süleyman tarafından yaptırılan Kutsal Mabet’in çevresine yerleştiler. Kudüs’e hem bağışları hem de hacıların parasını güvenle aktarma görevini üstlenerek bir tür banka sistemi kurdular. Zamanla yoksulluğun yerini bağışlardan gelen muazzam bir malvarlığı aldı. Ancak Papalık, çok ciddi bir finansal gücü yöneten Tapınakçıları cinsel ve dini sapkınlık, Müslümanlarla / Haşhaşilerle işbirliği gibi suçlamalarla yasaklattı. 1300’lerin başlarında Fransa’daki taraftarları idam edildi; hatta bazıları yakıldı. İddiaya göre şövalyeler, Hz. İsa ve İncil hakkında öğrendikleri ‘gerçekleri’ açıklama tehdidiyle Papalık üzerinden nüfuz sahibi olmuşlardı.

7 İdeal toplumu kurma projesi: GÜL-HAÇ KARDEŞLİĞİ

Anlatılanlara göre 1378’de dünyaya gelen bir Alman, yani Christian Rozenkreutz (Tr: Gül-haç), manastır eğitiminin sonrasında Yemen’den Fas’a kadar dört bir diyarı dolaşmış, gizli simya ilmini öğrenmişti. Christian Rozenkreutz büyük gezisinden döndüğünde sıra iyi eğitimli kişilerden oluşan bir cemaat kurmaya gelmişti. Ama sadece sekiz ‘görünmez’ öğrenci yetiştirdi. Çünkü toplum henüz onun öğretilerine hazır değildi. Pek çok çağdaş araştırmacıya göre Rozenkreutz, 1610’lu yıllarda beliren Gül-Haç Kardeşliği’nin kurguladığı hayali bir kişilik. Örgüt büyüyle bilgiyi, dinle reformu, hatta devrimci fikirleri harmanlıyordu. Bir tür ‘modern büyücü’ sayılabilecek ‘magus’lara göre simya sayesinde cıva maddesi, efsanevi Felsefe Taşı’na dönüştürülebilir; yenilikçi düşüncelerle ideal bir toplum inşa edilebilirdi.

8 Her şey ustanın ölümüyle başladı: MASONLUK

Belki de her şey bir cinayetle; Hz. Süleyman devrinde (MÖ 971-931) inşa edilen Kutsal Mabet’in başmimarının ortadan kaybolmasıyla başladı. Üç kalfa, kendilerine meslek sırlarını açıklamayı reddeden ustaları Hiram Abif’i duvarcı aletleriyle öldürmüştü. Büyük Usta ser (baş) vermiş, sır vermemişti. Çünkü vakti gelmedikçe, ustalık sırları kalfalara açıklanmazdı. ‘Mason’, Batı dillerinde ‘duvar ustası’ demek. Ortaçağ Avrupa’sında esnaf ve çiftçiler feodal bir beye bağlıyken mabetlerin ve sarayların taş işlemelerini yapan duvar ustaları, engellenmeden şehirden şehre gitme hakkına sahipti. Ayrıca vasıfsız inşaat işçilerinin aralarına sızmasını önlemekte hayli titizdiler. Bunun için özel şifreleri vardı. Bu gezgin ustalar, serbestliğin ve sırları korumanın sembolüydü sanki. Masonluk, hızlı bir yükselişe geçti. ABD’nin kuruluşunda ve Fransız Devrimi’nde etkileri görüldü. Bunlara bilim, hukuk, sanat ve iş dünyasından pek çok ismi eklemek gerekir. Masonluğa yönelik en yaygın suçlamalar, din karşıtlığı, kral/hükümet aleyhindeki komplolarda yer almak ve üyelerine haksız yardım sağlamak... Günümüzde tüm dünyada 5 milyon kadar mason olduğu tahmin ediliyor. Mason ritüellerinin çeşitliliğine rağmen bazı genel standartlar var: Masonluğa kabul edilen bir kişinin önünde büyük ustalığa doğru giden 33 kademe bulunuyor. Her üye, en az yedi kişiden oluşan bir locaya, tüm localar Büyük Loca’ya ve tepedeki Üstad-ı Azam’a bağlı.Farklı localardan olup şahsen tanışmayanlar ortak semboller ve parolalar aracılığıyla birbirlerinin mason olduğunu anlayabiliyor. En çok bilinen mason sembolleriyse gönye, pergel, cetvel, çekiç, şakul, mala, kılıç, anahtar, üçgen, piramit, ışık saçan güneş, G harfi, üç nokta, önlük ve kuşak. Mason binalarında zıtlığı temsil eden siyah-beyaz damalı zeminler vardır. Localar ‘hakikat ışığının yükseldiği’ yöne, yani doğuya dönüktür.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/galeri-40176303?p=1