KEMAL AKSEZGİN SOL REKLAM 1
Zümrüt MobilyaYamaçlar Yapı
GÖZÜPEKTEL
BOŞ REKLAM ALANII
Mestanoğlu
japon iş makinaları
ALTIN SATIR
SAFİR KUYUMCULUK
Akhisar Çeşme Kasabı
ALGİ OTO ELEKTİRİK
HASCANLAR
Zeytinkent Sürücü Kursu
AKM
Akhisar Metronom Radyo İstek Hattı
Akhisar Nöbetçi Eczaneler
Akhisar Sezgin Ticaret
SAĞLAM SÜRÜCÜ KURSU
Akhisar Metronom Haber
Akhisar Motorcu Tonton
SOYDEMİR GRUP
OTO KAR SAĞ TARAF
ÇAĞDAŞ SÜRÜCÜ KURSU
LİSE CAMYamaçlar Yapı

Güncel

Tayine Sert Tepki

HSYK yaz kararnamesi ile tayini çıkan Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Soma Davası mahkeme başkanı Aytaç Ballı’nın tayini çıkmasına karşı çıkan madenci aileleri mahkeme salonunda davanın kararını bu heyetin vermesini istedi.

11 Temmuz 2017 Saat: 15:13
Tayine Sert Tepki
Tayine Sert Tepki
DAYIOĞLU KASABI

Sezgin Ticaret Akhisar

Akhisar Haber - Prestige İnsaat Müeahhitliği

Akhisar Soydemir Yol Yardım ve Araç Kurtarma

Akhisar Kale Motor

Tayine Sert Tepki

Metronom Haber Ajansı - MHA

HSYK yaz kararnamesi ile tayini çıkan Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Soma Davası mahkeme başkanı Aytaç Ballı’nın tayini çıkmasına karşı çıkan madenci aileleri mahkeme salonunda davanın kararını bu heyetin vermesini istedi. Saat 09.30’da Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi Duruşma Salonunda mahkeme başkanı Aytaç Ballı ve heyetinin önderliğinde başladı. Davaya tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Müdür İsmail Adalı, Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy ve Emniyet Teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik ve tutuksuz yargılanan 45 kişi katıldı.

  Dava saat 11.30’da tekrar 13.30’da toplanmak üzere 2 saatlik ara verildi. Verilen bu aranın ardından duruşmaya katılan müdahil avukatlardan Seçil Ege okudu. Mahkeme salonu önünde hayatını kaybeden madenci ailelerinin katılımı ile yapılan basın açıklamasında Avukat Seçil Ege, “mahkeme Nisan 2015’den beri devam etmektedir. İş cinayetinden sorumlu şirketin üst düzey yöneticilerinin halen tutuklu olarak yargılandığı dava kapsamında bugüne kadar yaklaşık 70 celse yapıldı, vefat eden işçilerin ailelerinden binlerce madenci yakını, yüzlerce tanık dinlendi. Yüzlerce klasörden oluşan dosya karar aşamasına gelmişken, 2017 yaz kararnamesiyle mahkeme başkanı ve kıdemli üyesi tayin yoluyla davadaki görevlerinden el çektirilip, başkaca illere atandılar. Davanın görüldüğü mahkemeye, 11 maden işçisinin öldüğü başka bir iş cinayetinden sorumlu şirket yöneticilerini, 91 bin lira ceza karşılığında aklayan, yeni bir başkan atandı.

  Esasen, Soma Davası, bu tayin işleminden önce de, son üç celsedir savcının esas hakkındaki mütalaasını bekliyordu. Dosya kapsamındaki bütün yargılama işlemleri tamamlanmış, dosya karar safhasına gelmişken savcının mütalaa vermemesi ve bu yolla dosyanın karara bağlanmasının gecikmesi, davayı takip eden aileler ve hukukçularda “Dava sürüncemede mi bırakılmak isteniyor?” sorusuna neden olmuştu. Hele, son duruşmada mütalaanın bu kez, tutuklu sanık vekillerinin Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları ve “Soma İş Kazası’nın terör örgütü FETÖ tarafından gerçekleştirildiği” yönündeki gayri ciddi ve sanıkların üzerlerindeki kusur ve sorumluluğu gizlemeye yönelik suç duyurusunun akıbetinin beklenmesi talebiyle verilmemesi, aileler ve hukukçuların kaygılarını ciddi olarak artırmıştı.

  Dosya kapsamındaki delillere, meclis araştırma komisyonu raporuna, başta SGK ve Çalışma Bakanlığı olmak üzere onlarca resmi kurumun hazırladığı raporlara, yine onlarca sendika, meslek örgütü ve kitle örgütünün saptamalarına ve nihayet biri soruşturma ve biri de yargılama safhasında alınan iki rapora göre Soma Katliamı’dır gerçekleşmesinde asli sorumlulukları olan bir kısım sanık hakkında karar verilmesinin böylesi bir nedenle ve “mütala verilmeme” yoluyla ertelenmesi, sorumlu maden şirketinin dosyayla ilgili yanıltma, geciktirme ve hedef saptırma taktiklerinin ciddiye alınması ve: sonuç vermesi anlamına geliyordu.

  Son üç celsedir mütalasını geciktiren savcı, geçtiğimiz aylarda tayin yoluyla Aydın’a atanınca, 11 Temmuz’daki duruşmanın, atanacak yeni savcının da incelemesi ve dosya hakkında bilgi sahibi olması gerekçesiyle birkaç celse daha uzatılacağı endişesiyle bekliyorduk ki, duruşmaya sayılı günler kala bu kez mahkeme heyeti, hemen bütünüyle değiştirildi. Böylece Soma Davası’nı başından beri takip eden bir tek hakim dahi kalmamış oldu.

  Mahkeme başkanı ve kıdemli üyenin davadan el çektirilmesi, bir yanıyla, Soma Davasının son safhasında yaşanan ve yukarıda aktarılan gelişmelerin bir devamıdır.

  Çünkü;

  -Bu tayin, tamamlanan bir dosyada, bir kısım sanığın, kararın geciktirilmesi, soruşturma makamlarının yanıltılması ve hedef saptırılması yönündeki çabalarının bir sonucudur.

  -Mahkeme başkanı ve üyesinin davadan tayin yoluyla el çektirilmesi, dosya tamamlanmış olmasına karşın esas hakkındaki savcılık mütalaasını son üç celsedir geciktiren irade ve etkinin bir devamı ve sonucudur.

  -Bu tayin, dosyadaki kanıtların tüm açıklığına ve belirliliğine karşın, Soma katliamındaki sorumluluklarını, soyut, gayrı ciddi ve gayri ahlaki bir biçimde gizlemeye çalışan kamu görevlilerinin, devlet yetkililerinin ve şirket yöneticilerinin etkilerinin bir sonucudur.

  Ülkemizde yargılama makamlarının bağımsızlığı ve tarafsızlığı yok edilmiştir. Bu, Soma davası açısından, dav el çektirilen heyet de dahi) olmak üzere, tüm yargılama süreleri açısından da geçerlidir. Ancak, davanın son aşamasında, katliamdan sorumlu sanıkların yargılamadaki genel eğilim ve tercihleri doğrultusunda, yüzlerce klasörden oluşan ve tarihimizin en büyük iş cinayeti davasından, mevcut heyetin el çektirilmesinin özel bir anlamı vardır.

  Mahkeme heyetinin değiştirilmesi,

  -Yüzlerce klasörden oluşan dava dosyasından habersiz, olayla ilgili bilgi sahibi olmayan ve dosyanın boyutu dikkate alındığında bundan sonra da bilmesi beklenmeyecek, bunun da ötesinde, daha önce verdiği kararla onlarca maden işçisinin yaşamını parayla ölçmeye ve parayla cezalandırmaya eğilimli hakimlerin dosyaya atanması,

  -Yeni atamalarla, dosyanın bu kez aceleyle ve dosya kapsamındaki deliller değerlendirilmeden sonuçlandırılması ve sonuç olarak sorumlu/tutuklu sanıkların mümkün olan az miktarlı cezalarla aklanması ve serbest bırakılması,

  -Katliamdan sorumlu şirket yöneticilerinin, yargıçların tayininde ve belirlenmesinde yetkili devlet ve bürokrasi makamlarında söz sahibi edilmesi ve sermaye ile iktidarın yeniden ortaklaşması.

  - Böylece davada yargılanan sorumlu sanıkların en ü biçimde cezalandırılmasının yanında, devlet ve kamu görevlilerinin de sorumluluğunun: ve yargılanması ihtimalinin de tümüyle ortadan kaldırılması,

  ANLAMINA GELMEKTEDİR

  Maden işçilerinin aileleri ve davayı takip eden hukukçular, davanın son safhasındaki bu son oyunun ne anlama geldiğini bilecek ve anlayacak deneyim ve birikime sahiptirler. Soma Davası’nın başından bu yana olduğu gibi, bugün de “adalet” özlem ve taleplerinden hiçbir biçimde taviz vermeyecekler, öldürülen babalarının, eşlerinin ve evlatlarının davasına, sonuna kadar sahip çıkacaklardır. Soma’nın hakkı, hukuku ve adaletine, acının ve davanın gerçek sahiplerinin çabalarıyla, mutlaka ulaşılacaktır.

  Türkiye’nin dört bir yanında adaletsizlikten ağlayan anaların feryatlarını duymak zorunda kalmış bir milletvekili olarak konuştuğunu ifade eden CHP Genel Başkan Vekili Manisa Milletvekili Özgür Özel, “Afşin Elbistan’da analar var, 9 ana şöyle ağlıyor, evlatlarımızın kemiklerini verin, başında ağlayacağımız bir mezarımız olsun. O mahkemenin hakimi neredeyse ölenleri suçlu buldu, verilen cezaları paraya çevirdi, insanlar hala evlatlarının kemiklerini beklerken para cezasını verdi geçti. Şimdi buraya mahkeme başkanı olarak atanıyor. Şimdi bütün Türkiye’ye çağrı yapmıyoruz, Soma için yalvarıyoruz, 25 gün adım adım, metre metre, adalet yürüyüşünden buraya gelmiş ve 2 buçuk milyon kişi ile adalet için yürümüş birisi olarak burada hak ve hukuk için bütün Türkiye’ye yalvarıyoruz. Bu karar değişebilir, şimdiki hakim bu mahkeme bitene kadar görevine devam edebilir. Bu konuda herkes sesini yükseltsin, talebini yükseltsin. Bu hakimin vereceği karara aileler razıyız diyor. Çocuklar ise babam yerine seni koydum hakim bey, sen benim hakkımı yedirmezsin diyor. Ama öbür tarafta reddi hakim yapan yani bu hakimi istemiyoruz diyenlerin hakimin gözünün içine baka baka yine bugün tekrarladı seni en üst makamlara şikayet ettim, keser döner sap döner diyen savunmanın avukatları bugün Türkiye’nin getirdiği nokta şudur. O en üst makamla inkar etmedi, Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyledi ve inkar etmedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakimi şikayet edip değiştirenler bugün amaçlarına ulaştılar” dedi.

  CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer ise yaptığı açıklamada adalet mekanizmasının bittiğini, adalet mekanizmasının çürüdüğünü, hukukun üstünlüğünün bittiğini ve yargının da bağımsızlığının tamamen ortadan kaldığını ifade ederek savunma heyeti hakimi tehdit ederek mahkemeden aldırıldığını iddia etti.

  Son olarak mahkemeyi izleyen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, “Ben hem Türkiye Barolar Birliği başkanı olarak hem de bütün hayatımı ceza yargılaması üzerine adamış bir ceza hukukçusu olarak konuşuyorum. 65 celsede devam eden bir dava 65 celsede, 56  sanığın defalarca hayat dinlemiş, 100 üstünde tanığı dinlemiş, 500 üstünde katılan dinlemiş, 300 klasörü tek tek incelemiş, madene inmiş, keşif yapmış ve maden keşif yapıldıktan sonra iade edilmiş. Dolayısıyla bir daha keşif yapılacak hal kalmamış. Bu heyet karar verilmesine artık saatler kala değiştirilmesi hiçbir hukuk ilkesine iza edilemez. Ben burada 2 şey gördüm; birincisine çok sevindim, diğerine kahroldum.

  Bakın bu kadar adaletsizliğe hukuka güvenin dibe vurmasına rağmen bu insanlar bu içerdeki heyete güvenmiş.

  Diyorlar ki ne verilecekse karar ne olacaksa bu heyet versin diyorlar. Bu Türk yargısı için çıkış noktası olabilir. Bu Türk yargısının sarılacağı bir şeydir. Çünkü Türk yargısı Türk vatandaşına bu duruşmada güven vermiş. HSK’nın bu güvenden memnuniyet duyması ve ne kadar güzel demesi lazımken karar verilmek üzereyken heyeti tamamen değiştirilmesi gerçekten adaletin intiharıdır. Ben bunun bir yanlışlıkla olduğuna inanmak istiyorum ve HSK’nın bu atamayı Türk vatandaşların yargıya duyduğu talebi dikkate alarak geri çekmesini istiyorum. Bu HSK içinde imtihandır, yanlışı görüp yanlıştan dönmek erdemdir. Bu erdemi HSK Türk yargısı adına göstereceğine hala inanmak istiyoruz. Manisa Barosuna da teşekkür etmek istiyorum.

  İlk günden beri, ilk geceden beri biz bu işin peşindeyiz bu davayı bu soruşturmayı takip ediyoruz. Hastanede mağdurlar ocaktan çıkarılırken ordaydık. Hiç bırakmadık, mağdurlarla aile gibi olduk onarlın acısını bir tek şey dindirebilir bu mahkemeden adaletin çıkması bu mahkemeye güvenmişler bu mahkemenin kararını bu hakimlerin vermesini talep ediyorlar. Biz yarın heyetin yerinde kalması için bir müracaat da bulunacağız. Zaten mağdur ailelerin yaklaşık 100 bir dilekçeyle hakimlerin kalmasının talep etti bizde yarın itibariyle talep ediyoruz” dedi.

  Dava Hakkında

  Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkisinde Soma Kömür İşletmeleri AŞ tarafından işletilen ocakta 13 Mayıs 2014'te çıkan yangında, galerilerin dumanla dolması sonucu 301 madenci yaşamını yitirmiş, 162 işçi kurtarılmıştı.

  Açılan davada tutuklu 6 sanık ile tutuksuz yargılanan vardiya amirlerinin "olası kasıtla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıl, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

  Tutuksuz 38 sanık hakkında ise "taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenirken, bunlardan 25'i hakkında da bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri iddiasıyla aynı aralıktaki cezanın üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.

  Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığının şirketlerin sahibi Alp Gürkan ile yöneticileri hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından açtığı dava da ocak ayında ana davayla birleştirilmişti.